14: korkudan titreyecekler

170 23 125
                                    

Yorum görmek istiyorum yav🥺

Mabel Matiz-Öyle Kolaysa
Sena Şener-Porselen Kalbim

Jeon Jisoo'dan

Hastanede sabahı etmiştik ve Yoongi yapılan müdahale sonrası odaya alınmıştı. Ama uyuyordu, kan kaybettiği için çok yorgun düştüğünü söylemişti doktoru. Holly hakkında bilgim yoktu çünkü Namjoon hala gelmemişti. Yalnızca yatağın yanında ki tekli koltuğa oturmuş ve Yoongi'nin tek elini avuçlarım arasına almıştım sıkıca. Gözlerim onun yüzünde gezinip duruyor ve mimiklerini izliyordu.

Kapının önü koruma kaynıyordu elbette. Seokjin'de onlardan biriydi. Jimin ise ortalıkta yoktu. Cesetler ile ilgileniyor olmalıydı. Chang hala o evin içerisindeydi. Bu beni rahatsız ediyordu ve Yoongi olmadan o eve adım atmam resmen imkansızdı.

Aralanan kapı ile baygın bakışlarım o tarafa döndüğünde odaya sırayla Namjoon, Lalisa, Jungkook ve Chaeyoung girmişti. Lisa hızla abisinin yanına yönelirken bende oturduğum yerden kalkmış ve zor olsada Yoongi'nin elini bırakmıştım.

Lisa'ya alan bırakmak adına yataktan uzaklaştığımda diğer üç kişi de peşimden gelmişti. Odanın balkonuna çıktığımda ise Namjoon'a döndüm. "Holly iyi mi?" Sorum ile derin bir nefes verip cevapladı. "Ameliyatı bitti ve şu an gözetim altında. Çok kan kaybetmiş, toparlanması zor olacak ama elbette umut var." Anında dolan gözlerim ile başımı salladım. Eğer Holly'e benim yüzümden bir şey olursa bunun altından kesinlikle kalkamazdım.

Chaeyoung yanımda bitip koluma girdiğinde bana destek olmaya çalışıyordu. Jungkook ise sırtını cama yaslamış ve kollarını göğsünde birleştirmişti. Kaşları hafifçe çatık gözleri endişeliydi. "Çok yorgun görünüyorsun." Diye mırıldandı bana doğru. "Öyleyim." Dedim dürüstçe ve bu sıkıntılı bir nefes vermesine neden oldu. "Biraz uyu Jisoo."

"Uyuyacağım. Ama eve gitmek istemiyorum. Burada bir oda lazım bana."

"Ayarlarız." Dedi hızla Namjoon. Ona teşekkür edercesine gülümsediğinde balkondan çıkmış ve muhtemelen oda ayarlamaya gitmişti. "Sende bir şey var mı unnie?" Chae'nin sorusu ile başımı iki yana salladım. "Ben iyiyim." Cevabım ikisini de tatmin etmese de ses çıkarmamışlardı ve bunu kabullenmişlerdi. Kısa bir sürenin ardından gelen Namjoon'da odamın hazır olduğunu söylemiş ve beni oraya götürmüştü. Odadan çıkıp kapıyı ardından kapatığında ise derin bir nefes vermiş yorgun gözlerimi yummuştum.

🦢

Min Lalisa'dan

Hastaneye geleli bir kaç saat oluyordu. Jisoo uyumaya gitmişti en son ve hala dönmemişti. Cidden yorgun düşmüş olmalıydı. Namjoon onun kapısının önünde bekliyordu ve Jungkook geldiğimizden beri odanın balkonundan içeri girmiyordu. Kısık gözleri sürekli dışarıdaydı ve oldukça derin düşünceler içinde olduğu belliydi. Karşıda ki ikili koltukta Seokjin ile Jimin vardı ve Chaeyoung kafeteryaya içecek bir şeyler almaya inmişti.

Ben ise Yoongi'nin yatağının yanında ki tekli koltuktaydım ve baygın bakışlarım onun üzerindeydi. En sonunda ilacın etkisi geçmiş olmalı ki yüzünde bir kaç mimik oynadı ve parmaklarının ufak hareketleri ile gözleri aralandı. Oturduğum yerden öne doğru eğilerek görüş açısına girdim ve alayla konuştum. "Günaydın Min bey." Alaylı sesim ile çatık kaşları beni bulmuştu. Bir kaç saniye olayları ve nerede olduğunu kavramaya çalışmasının hemen ardından ise yerinden doğrulmak için harekete geçti.

black swans, twoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin