6: döndüğümü bilmeliler

230 34 101
                                    

Ahmak-Bile Bile Yandım
Conan Gray-Memories

2 Gün Sonra

Min Yoongi'den

Jisoo'nun geri dönmesi üzerinden iki gün geçmişti. Jimin Chae'ye, Lisa ise Jungkook'a dün olayları ellerinden geldiğinde açıklamıştı. Onlarda benim gibi zor bir süreç yaşamıştı ve bugün de bize gelip Jisoo ile yüzyüze geleceklerdi. Salonda ki koltuklarda otururken zil çalmış ve ilk gelen Chaeyoung olmuştu. Koşturma sesleri ile içeri girdiğinde Jisoo'da anında ayaklanmıştı. Chae onun dibinde bitip hızla üzerine atıldığında ağlama sesleri başlamıştı bile. Onlara bakmayı kesip Jimin'e döndüğümde başı ile mutfak kısmını gösterip beni yanına çağırmıştı. Anlamadığım için kaşlarım çatıldığında hareketini tekrarladı bu yüzden oturduğum yerden kalktım ve Jisoolara son kez baktıktan sonra peşinden mutfağa geçtim.

Olaylardan ona kısaca bahsetsem de orospu çoçuğunun ta kendisi olan ve bulduğum yerde işkenceler ederek öldüreceğim Chang'dan henüz detaylı bahsetmemiştim. Bunu bu olayları biraz daha sindirdikten sonra yapmak istiyordum. Elbette yinede Namjoon sürekli yoklayıp duruyordu yurtdışına kaçmaması için.

Jimin'in peşinden mutfağa girdiğimde derin bir nefes vermiş ve kısık sesle konuşmuştu. "Sana bir şey söyleyeceğim ama kızmayacaksın?" Kaşlarım daha da çatıldığında anlamsızca konuştum. "Söyle."

"Önce söz ver. Kızmayacaksın." Küçük bir çocuk gibi dediği şeye gözlerimi devirmiş ve bıkkın bir nefes vermiştim. "Çocuklaşma Jimin. Söyle işte." Gözlerimin içine baktı ve hafifçe bana yaklaşıp konuştu. "Jisoo bir kaç gün önce beni aramıştı. O adamın evindeyken. Ama emin olamadım bu yüzden sana söylemedim. Olayı Lisa ile birlikte çözmeye çalıştık. Tabi Jisoo bizden önce davranıp kaçtı. O söylerse yanlış anlama beni diye söyledim." Dediklerine sertçe baktığımda bir kaç saniye susmuştum. Jisoo o evdeyken Jimin'i aramıştı?

"Jisoo o evde seni mi aradı?"

"Chaeyoung'u aradı aslında. Ama o an Chae müsait değildi ben açtım." Gözlerimi yumup öfkelenmemek için derin bir nefes aldım. Jisoo'nun şu an üzülmesini ya da korkmasını istemiyordum çünkü uzun bir sürenin ardından huzurlu hissediyordu kendini. Sesimin ayarını düşük tutmak için dişlerimi sertçe birbirine kenetleyip mırıldandım. Bu mırıldanmamda çok fazla tehlike vardı ve Jimin bunu ezbere biliyordu. "Jisoo seni aradı, onun yaşadığını biliyordun ve bana söylemedin mi Jimin?" Gözlerini kaçırdı benden hızla.

"Yaşamama ve yanılma ihtimalim vardı. Seni yeniden yıkmak istemedik sadece."

Ona doğru sert bir adım attığımda gerilemişti. Kendimi frenlemekten dolayı ellerim titriyordu. "Böyle daha mı iyi oldu? Az daha onu vuruyordum o mezarlıkta! Delirdim sandım lan! Gerçek değil sandım, ateş edecektim ona Jimin! Silahı çektim ve elimi tetiğe koydum! Bunu yapsaydım ne olacaktı!"

"Böyle olacağını tahmin edemezdim." Dedi hızla. Bu sırada Jıngkookların da eve girdiğini duymuştum. Yeniden yumdum gözlerimi ve biraz daha derin nefesler çektim içime. Gözlerimi aralayıp başımı sağ sola hareket ettirdiğimde daha sakindim.

"Söyledin mi?" Arkamdan duyduğum Lalisa'nın sesiydi ve Jimin'e soruyordu. Jim başını sallayarak onu onayladığında arkamı dönüp kız kardeşime baktım. "Bu her aklıma geldiğimde size öfkeleneceğim." Lisa umursamazca silkti omuzlarını. Benden hiç bir zaman korkmayan tek kişiydi.

black swans, twoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin