16: oyunsa oyun, intikamsa intikam

163 21 56
                                    

Indila-Love Story
Tommee Profitt-Enemy

Min Yoongi'den

2 Gün Sonra

Dün hastaneden çıkmıştım ve emniyete gidip Jisoo'nun işlerini halletmiştik. Ona yeni bir kimlik çıkarttırmak için gerekli yerlere başvurmuştuk ve Chang evimin bodrum katındaydı. Jisoo güvendeydi, bu yüzden onu da almış ve evden çıkmıştım. Bulunduğumuz arabada biri şoför diğeri Seokjin olmak üzere iki koruma ve arkada ki arabada dört korumayla birlikteydik.

Gittiğimiz yer ise Jisoo'nun dükkanıydı. Tüm işleri bitmişti ve sadece Jisoo'nun koltuğuna oturması kalmıştı. Geldiğimizde ve araba durdurduğunda Jisoo'nun kaşları hafifçe çatılmıştı. Kapımı açıp indiğimde onun kapısını da şoför açmıştı.

Şaşkın bakışları yeni bürosuna takıldığında yavaş adımlarla arabanın etrafından dolaşmış ve yanıma gelmişti. "Beğendin mi?" Adının yazılı olduğu tabelaya bakarken sormuştum soruyu ve o an gözleri dolmuştu. Bu kaşlarımın çatılmasına neden olduğunda dolu gözlerine rağmen gülümsedi ve başını aşağı yukarı sallayarak onayladı beni.

Ardından bana dönmüş ve yavaşça sarılmıştı. Ellerimi beline koyarak ona karşılık verdim ve saçlarına da bir öpücük bırakmayı unutmadım. Geri çekildiğinde elini tutmuş ve onu da peşimden sürükleyerek bürodan içeriye sokmuştum. Gözleri mobilyalarda gezmeye başladığında yüzünde hoş bir tebessüm vardı.

"Çok güzel görünüyor." Diye fısıldadığında elimi bırakmış ve biraz daha içeriye doğru ilerlemiş detayları daha dikkatli incelemeye başlamıştı. Diğer odaları da gezip yanımda bitmiş ve dudaklarıma bir öpücük bırakıp yeniden mırıldanmıştı. "Çok teşekkürler." Geri çekileceğinde onu sıkıca belinden tutmuş yeniden kendime çekmiştim. Yüzümü yüzüne yaklaştırdım ve tebessüm ile konuştum. "Yalnız kuru bir öpücük ve teşekkürle kurtulamazsın Kızıl. Yeterince tatmin etmedi." Bu onu kısık bir sesle güldürmüştü. Ellerini boynuma dolayarak gözlerime yaramazlık dolu gözleriyle baktı. "Birde yatak odamızda teşekkür ederim o zaman." Saçma bir şekilde kalbim hızlandığında gözlerim dudaklarına inmişti.

"Burda da edebilirsin aslında." Dudaklarına yaklaştığımda boynumda ki ellerinden birini çekmiş ve parmağını dudaklarım üzerine koyarak beni durdurmuştu. "I ıh." Diyerek mırıldandığında ve bu fikrimi reddettiğinde sıkıntılı bir nefes vermiştim.

Birden geri çekilmiş ve heyecanlı adımlar ile yeniden etrafta gezinmeye başlamıştı. "Tanrım o kadar heyecanlıyım ki şu an! Bir an önce bir sekreter bulmalı ve ilk işimi almalıyım. Önce adımı duyurmam için reklam yapmam gerekiyor tabi. Ah! İlk müşterim kim olacak acaba?!" Heyecanla ellerini birbirine çarptığında içten bir tebessüm etmekten geri duramamıştım. Onu mutlu görmek nasıl beni bu kadar mutlu edebilirdi hala anlamıyordum. Yıllar geçmişti ama bende yarattığı bu duyguların tarifini ya da nedenini hala bulamamıştım.

Öne doğru bir adım atıp kaşlarımı kaldırdım ve ona baktım. "O da soru mu? Tabiki ilk müvekkilin benim." Söylediğim ile baygın bakışları beni buldu. "Bence sen rahat durmayı denesen daha iyi." Derin bir nefes verip omuzlarımı silktim hafifçe. "İnanın deniyorum sevgili avukat ama işte başımdan bela eksik olmuyor." Gözlerini devirip bakışlarını benden kaçırmış ve ufak bir sinirle homurdanmıştı. Ama heyecanının geri dönmesi kısa sürmüştü.

Dakikalarca heyecanla oradan oraya yürümüş ve kafasında bir şeyler planlamaya devam etmişti. En sonunda ise yanıma gelmiş ve tekrar teşekkür etmişti. Bürodan çıkıp arabaya yeniden bindiğimizde adamlarıma verdiğim yeni talimatlar, bir kaç reklamının yapılması ve iyi bir sekreter bulunmasıydı. Adamlarım bunlarla ilgilenirken ise restorana gidip sakin bir akşam yemeği yemiştik.

black swans, twoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin