12: kıyametin ortasında

171 23 51
                                    

*biliyorum ulke olarak zor gunler geciriyoruz ama bu defa kafa dagitmaya ihtiyaci olan kisi benim. zor bir kac gun gecirdim ve yorumlariniza, size ihtiyacim var🤍

Teoman-Çoban Yıldızı
Miley Cyrus-Mother's Daughter

Min Yoongi'den

Karşımdaki adamın cümleleri ile kaskatı kesilmiştim. Akşamları çıkıyor evden, dikkatli ol. Demişti Namjoon. Korumaları arttırmıştım ama bir işe yaramamıştı. Ve şu anda şakağıma silah dayalıyken salonum onun adamları ile doluydu. Elimde ki tabanca sertçe çekildiğinde daha da güvensizleşmişti her şey.

Yine de sert mizacım ve zehirli dilimden vaz geçmeyip, hırsla konuştum. "Ölüm sana gelecekti ama sen ölüme gelmeyi tercih ettin." Alayla bir kahkaha atmıştı bu söylediğim ile. "Başına silah dayalıyken bunu demen gerçekten ironik Min." Gözlerimi yumup derin bir nefes çektim içime. Sakin kalmalıydım. Kendimi ve Jisoo'yu öldürmemeliydim. Soğuk kanlı olmalıydım. Gözlerimi yeniden araladığımda reset atılmış gibi tüm sinirim uçmuş ve yüzüme alaylı bir tebessüm yerleşmişti. "Beynim henüz dağılmadığına göre bu hala bir şansım var demektir." Söylediğim şey onu bir kez daha güldürmüştü.

"Bağlayın şunu." Emri ile biri gelip ellerimi arkadan bağladığında kolumdan tutup sertçe sürüklemiş ve duvarın kenarına çökmem için dizime sert bir tekme geçirmişti. Dişlerimi sıkarak dizlerim üzerine çöktüğümde ise Chang derin bir nefes almış ve merdivenlere doğru bakmıştı. Amacı elbette ki Jisoo'yu geri almaktı.

"Ah, sevgili yeğenim nerede?"

"Onu rahat bırak seni adi." Homurdanmamı duymamış ve adamlarına yeni bir emir vermişti. "Getirin onu." Gözlerimi yumdum sertçe ve saniyeler ardındanda Jisoo'nun çığlıkları doldurmuştu evi. "Bırak beni! Yoongi!" Korku dolu bağırışlarından sonra bir kez daha çığlık atmış ve ardından ağlamaklı sesi ile bağırmaya devam etmişti. "Bırak beni pislik herif!" Merdivenlerden zorla indirilirken ise önce Chang sonra da benimle göz göze gelmişti. Gözleri irice açıldığında olduğu yerde kala kalmıştı.

🦢

Jeon Jisoo'dan

Merdivenlerin yarısında göz göze geldiğim Chang ile gözlerim irice açılmış ve kalbim hızlanmıştı. Bu herifin evimizin salonunda ne işi olduğunu düşünmeme kalmadan ise dizleri üzerinde oturtulmuş ve elleri arkasından bağlanmış Yoongi ile göz göze gelmiştim. Bedenim kaskatı kesildiğinde yürümem duraksamıştı.

"Benim güzeller güzeli yeğenim!" Chang'ın şakıması ile titrek bir nefes ile ana dönmüş merdivenlerin geri kalanını da yine çekiştirilerek inmiştim. Merdivenlerin sonuna geldiğimizde ise Chang dibimde bitmiş ve beni kendine çekerek sıkıca sarılmıştı. Kaskatı olan bedenim ile gözlerim yalnızca Yoongi'nin üzerindeydi. Korkudan titriyordum. Bu gece neler olacağı hakkında senaryolar dönüyordu kafamda ve bu kanımın çekilmesine neden oluyordu.

Yoongi'nin ise yüzünde hiç bir ifade olmasa bile gözlerinde büyük bir öfke vardı ve bu öfkeyi yalnızca ben görebiliyordum. Bakışları bana sarılan adama dikilmişti. Sanki gözlerinden lazer çıkacak ve onu delip geçecek gibi bakıyordu.

Chang geri çekilip çenemden tuttu beni ve yanağıma uzun bir öpücük bıraktı. Midemin bulandığını hissetmiştim ve şokta olmasam buraya kusardım.

black swans, twoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin