23: huzur ve güven

138 22 50
                                    

Selena Gomez-Love You Like A Love Song
Zayn-There You Are

Jeon Jisoo'dan

Gece sakin geçmişti. Olması gerektiği gibi... Bu kadar normal nir organizasyonda yine başımıza bir şey gelseydi artık bu doğal bir olay olmaktan çıkacaktı.

Arabada eve gidiyorduk. Sessizlik hakimdi. Ben gergindim. O gün aklımdan çıkmıyordu, sürekli gözümün önünde anılar canlanıp duruyordu ve ben kimseye belli etmemek adına insan üstü bir çaba veriyordum. İçimde yine o his vardı. Yıllar sonra yine aynı hissediyordum ve bu canımı çok sıkıyordu.

Ama gerçek şu ki bu hissin beni yanıltmadığını öğrenmiştim. Bir kez daha kanıtlamak ister gibi yine olacak olan oldu. Jimin arabada bir sorun fark etmiş olmalı ki kaşlarını çatarak aracı kenara çekti yavaşça. "Ne oldu Jimin?" Yoongi kaşlarını çatarak sorduğunda omuz silkti Jimin. "Bilmiyorum. Basmıyor araba."

"Ben bakarım." Diyerek araçtan indi Seokjin. Nefeslerim hızlandı, avuç içlerim terledi ve gözlerim karardı. Kuruyan boğazımın acısını yutkunarak geçirmeye çalıştım. Kurşun yaram sızladı. Başım döndü. Sakin ol... Sakin ol Jisoo.

Bir kaç dakika sonra Seokjin kaputu kapatmış ve bu yüzden Yoongi camını aralamıştı. "Akü bitmiş." Diye mırıldandı Jin. Yoongi sinirle Jimin'e baktı. "Böyle basit şeyleri neden kontrol etmiyorsunuz Jimin!"

"Senin götünü kurtarmaktan aklımıza araba bakımı mı geliyor amına koyayım." Jimin'de aynı sinirle ona karşılık verdiğinde Yoon gözlerini devirmiş ve eli kapı koluna giderken bana hitaben mırıldanmıştı. "İnelim ve diğer araba ile geçelim eve."

Engel olamadığım bir dürtü ile titreyen parmaklarım onun koluna yapıştı. Öyle hızlı tutmuştum ki kolunu şaşkınca döndü bana. Dolmuş gözlerim ve muhtemelen rengi solmuş yüzüme baktı şaşkınca. "Kızıl? Sorun ne?"

"İnmeyelim." Dedim korku içerisinde ve bu onu daha da şaşırttı. "Neden inmek istemediğini anlamıyorum Jisoo. Arabada beklersek eve çok geç saatte gitmiş oluruz."

"En son böyle bir şey yaşadığımızda ne olduğunu biliyoruz. Yoongi korkuyorum, inmek istemiyorum." Bir kaç saniye çattığı kaşları ile bana baktı. Ardından Jimin'e. Ve bu bakış Jimin'in arabadan inip kapıyı kapatması için yeterli oldu.

Yoongi kolunu benden kurtardı ve bunun yerine titreyen ellerimi avuçları içine aldı. Diğer eli yanağımı bulmuş ve sıcaklığı derin bir nefes çekmeme neden oldu.

"Jisoo o gün başkaydı. O bir komploydu. Yaşanacağı çok net bir şeydi ve ben öfkeden dolayı mantıklı düşünemeyip hepimizi tehlikeye attım. Ama şimdi basit bir akü bitmesi tamam mı? Chang şerefsizi evde ve o odada kilit altında. Bırak bize zarar vermeyi yemek yiyecek gücü olduğuna şükür ediyor. Anlıyor musun Kızıl? Şu an güvendesin."

Sesi... Konuşması... Bakışları ve dokunuşları. Bunların hepsi tek bir şeye eşitti. Huzur. Ya da güven. Bilmiyorum. İkisi de aynı şey sayılır zaten. Huzur güveni, güven huzuru getirir. Benim içinde bu Yoongi'ydi.

Gerginliğim bir nebze uçtu. Nefeslerim düzene girdi ama istemsizce titriyordum hala. Yine de başımı eğerek onu onaylamak zorunda kaldım. Avuçları içinde ki elime sıcak bir öpücük kondurdu ardından onları ayırdı. Kapısını açmaya yöneldiğinde Jimin'de hızlıca benimkini aralamıştı. Bu defa ona mahçup bir gülümseme bile sunamadım.

Ilık rüzgar bedenime çarparken gözlerim kısılmıştı hafifçe. Aslında üşümüyordum ama Jimin üşüdüğümü sanmış olmalı ki ceketini çıkartıp hızlıca omuzlarıma koymuştu. "Teşekkür ederim Jimin."

black swans, twoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin