İyi okumalar..
Alaz bana aşık değildi.
Alaz beni seviyordu.
Ve bu bile yeterdi bazen, insana.
Bir insan aşık olmadığı, ama sadece sevdiği kişiyi kıskanabilirdi, öpebilirdi, şevkat gösterebilirdi.
Bu bile iyi bir şeydi benim için.
"Bu dudaklara sonsuza kadar, en son değen kişi sen olduktan sonra, geçmişte başka kimin değdiği umrumda mı sence?"
Bu sözünden sonra elim ayağıma girmiş, ne yapacağımı bilememiştim. Alaz bir kez daha şaşkınlığım karşısında gülerek dudağıma küçük bir öpücük kondurmuş ve hızla ayağa kalkarak mutfağa doğru adımlamıştı. Arkasından hâlâ şaşkınca baktığımı biliyordu, gülme seslerinden bunu anlayabiliyordum. Alaz mutfağa girerken Arjin'in ağlama sesini duymam ile odasına doğru yürüdüm.
Arjin ile ilgilenirken aklım hâlâ az önce yaşanan olaydaydı. Her aklıma geldikçe gözlerimi kapatıp, gözlerimin önüne o anı getiriyor ve kendi kendime gülüyordum.
Bir insan nasıl bu kadar kusursuz olabilirdi?
Olabiliyormuş.
>.<
Hayat ne garipti değil mi?
Alaz ile evlenmeyi bir cehennem olarak görürken, şimdi onu koluma takmış, güle oynaya birlikte abimin sözüne gidiyorduk..
Arjin'i bu kalabalığa sokmak istemetiğim için annemlerin evinde yıllardır çalışan Gülin ablayı evimize çağırmış, Arjin'e bakmasını rica etmiştik. Zaten Arjin saat geç olduğu için uyurdu. Eğer uyanırsa da dolaba koyduğum kendi sütümden vermesini söylemiştim.
İki hafta sonra abimin düğünü vardı. Neden bu kadar aceleyle getirdiklerini asla anlamasam da, onlara ayak uydurmaya çalışıyordum.
Abimin müstakbel eşi ile tanışmıştım. Ayak üstü biraz sohbet etmiştik. İyi birine benziyordu ve sıcak kanlıydı. Zeytin gibi gözleri, simsiyah saçlarının aksine beyaz bir teni vardı. Güzel bir kızdı. Ve ikinci isminin de Lina olduğunu öğrenmiştim. Bu ismi ona annesi koyduğunu düşünüyordum çünkü annesi buralı değildi. Lina'nın babası ile evlendiğinde buralara yerleşmişti. Çevresi ona Lina diyordu ve kendini de Lina diye tanıştırdığı için, bizde Lina diyorduk. Ama bir tek Azad abim ona Berfin diyordu. Buda ona özel hissettiriyor olmalıydı..
Üzerime mavi çiçekli, beyaz, diz kapağımın bir karış altında biten drapeli bir elbise giymiştim. Tam bir yaz elbisesiydi. Sade bir makyaj yapmıştım ama kırmızı rujum makyajı renklendirmişti. Saçlarımı dalgalı yapmıştım. Alaz ise siyah bir takım içinde her zamanki gibi nefes kesiciydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
D E L A L E M İ N
Chick-LitAlaz ağa karşısındaki güzel kadına bakarak iç çekti. "Sonunda bedewiya min.. " Dedi kimsenin duymayacağı bir fısıltıyla. "Sonunda, delalemin.. sonunda kavuştuk. Sen bana geldin." ~••• ılık bir duş alırken içeriye o girdi. üstündekileri yavaşça çı...