Selaam! Burayı özlemişim...
Sizde özlediniz mii? Final oldu diye onları unutacağımı sakın düşünmeyin, onlar hep benimle...
Umarım bölümü beğenirsiniz, iyi okumalar 💗
Veee bu bölümde 2. Kurgumdan bazı karakterler de geçiyorrr!
İyi okumalar...
"Peki, bu sizce aşk mı, yoksa takıntı mı? Hayatınızı kurtardığı için minnet duygusu da olabilir?" Dedim karşımdaki adama bakarak.
Çocuklar okula başladıktan sonra bende dondurduğum okulumu bitirmiş ve hep hayalimdeki gibi psikolog olmuştum. Alaz sayesinde kendime ait bir iş yeri açmıştık, o benim hayallerimi gerçekleştirmeyi seviyordu...
Ve şimdi de Asrın bey'e bakarak cevabını bekliyordum, o çok güzel seviyordu... Ama bu sevginin adı adı aşk mıydı takıntı mıydı emin değildi. Aslında Alaz ile o gece Mavi hanım ile iş yemeğinde tanışmışlardı ve yakın arkadaş olmuşlardı. Asrın durumunu Alaz'a anlatınca Alaz da bana yönlendirmişti. Asrın ise Alaz'ı kırmamış ve yanıma kadar gelmişti.
O gece Mavi hanıma olan bakışlarından bir şeyler olduğunu anlamıştım zaten ama bu kadar büyük bir şey beklemiyordum.
"Bilmiyorum, en çokta bundan korkuyorum ya! Eğer takıntı ise onu kaybederim, kim kendisine aşık olmayan sadece takıntı halinde olan birini sever ki? Onu kaybetmek istemiyorum..." Gözlerindeki parıltı ona aşık olduğunu gösteriyordu, ama davranışları tam bir takıntılı birinin yapacağı davranışlardı. Asrın kendini tanımıyordu.
"Tamam, şöyle yapalım, o senden gitse geri gelmesi için onu zorlar mısın? Yani onun mutluluğunu önemsemeden ona aşık olduğun için onu yanında tutmaya çalışır mısın?" Eğer cevabı evet ise, bu sadece bir takıntıydı çünkü aşkta zorlama yoktu, karşındaki kişi mutlu olsun da ben olmasam da olur diye düşünmekti aşk.
Yüzünde buruk bir tebessüm oluştu, "onu zorla tutamam, muhtemelen beni öldürür." Keyifle dudakları yukarı kıvrıldı, "o çok hırçın..." Dedi iç çeker bir bir tonda. Gerçekten sorunları var gibiydi. "Onu yanımda tutamam ama onunla giderim. Nereye giderse gitsin, peşinden giderim. Sonu ölüm olsa bile, anlıyor musun doktor?" Yavaşça başımı salladım, doktor diye hitap ederdi arada, bu yüzden yadırgamadım.
"Pekâlâ, bana biraz ondan bahset." Yüzündeki gülümseme büyüdü, sanki gözlerine fener tutmuşum gibi parlıyordu. Heyecanlandı, elini nereye koyacağını bilemedi, ben onun hareketlerini izlerken o, hayran olduğu kadını tanımlayacak cümle arıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
D E L A L E M İ N
Chick-LitAlaz ağa karşısındaki güzel kadına bakarak iç çekti. "Sonunda bedewiya min.. " Dedi kimsenin duymayacağı bir fısıltıyla. "Sonunda, delalemin.. sonunda kavuştuk. Sen bana geldin." ~••• ılık bir duş alırken içeriye o girdi. üstündekileri yavaşça çı...