İkinci Sezon Birinci Bölüm: 02-01

216 20 11
                                    

Herkese merhaba.

Aslında bu hikâyeye tekrar başlamak ve başlamamak arasında gidip geliyordum, ama delicesine bir heyecanla yazdığım bölümleri atasım geldi.

Umarım ilk sezonu nasıl bir heyecan ve sevgiyle okuduysanız bu sezonu da öyle okursunuz.

Teşekkür eder, keyifli okumalar dilerim.

☁️

4 Sene Sonra

Kaan Kaya

Arabamı park edip inerken evin görüntüsüne bakıyordum; iki katlı, 7 yatak odalı evimin tek odası hariç diğerleri doluydu. Açık pencerelerden dışarıya çocukların ve Deniz'in şen sesleri, cırcır böceklerinin sesine karışıyordu. Bir elime çiçekleri, diğerine poşetleri alıp kapıyı kapadım, aracın uzaktan kumandasıyla da kilitledim. Kapıya geldiğimde ayağımla çaldım.

"Ben bakacağııım!" Küçük kızım Şebnem'in sesinin ardından patırtılar koptu ve kapı açıldı. Yerden bitme boyuyla zorla açtığı kapının dibinden bana bakıyordu. "Babam geldi!" diye haykırarak içeri girince kahkaha attım. Sarılmak yerine heyecandan benden koşarak uzaklaşması... Bu çocuk giderek Atilla'ya benziyor.

"Alayım abi." Kapıya gelen Deniz, elimdeki poşetleri aldı. Ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim. Kapıyı kapatırken çiçekleri daha güzel tutuyordum. Salonda koşturarak oynayan Şebnem ve onu yakalamaya çalışan ablası Papatya'ya güldüm.

"Anneniz böyle koştuğunuzu biliyor mu?" Sorumdan sonra ikisi de koşarak bacaklarıma sarıldı.

"Baba, seni çok özledik!" diye mırıldanan Papatya dudaklarını büzdü. 6 gündür Siirt'te bir operasyondaydım ve çocukların bu halleri çok normal.

"Özür dilerim bebeğim. İş tahmin ettiğimden uzun sürdü."

"Hoş geldin hayatım." Arkamdan eşimin sesini duyunca gülümseyerek ona döndüm ve çiçekleri uzattım. 6 gündür evimden uzaktaydım ama sadece bedenim uzaktı, tüm ruhum ailemin parçalarına bırakmıştım. Mesela dün Şebnem'in annesinden gizlice televizyonun arkasındaki boşlukta çikolata yediğini bilecek kadar onlarlaydım.

"Hoş buldum. Bugün yoruldun mu?" Şişik karnına rağmen çevik hareketlerle çiçeği elimden kaptı, aşkla çiçeklerin her birine bakındı.

"Ay Kaan, bunlar çok güzel! Ne yorulacağım ya? Asıl yorulan Deniz; her işi yapıyor. Uyar şu kardeşini bak, böyle devam ederse alışırım." Sanki film seyredermiş gibi mutfak kapısının orada bizi izleyen Deniz'e baktım, kocaman gülümsüyor.

"Alış yenge. Yeğenim sağlıkla gelsin de sen istediğine alış." Konuşurken dolan gözlerini mutfağa dönerek silmişti.

"Duydun, karışamam." Bir de ellerimi havaya kaldırınca Büteyra göz devirdi.

"El alem naziklere hasret, ben öküzlere. Atilla'ya ne demeli? Her gün çocuklara yeni kıyafet getiriyor. Ulan ev kıyafet doldu be." Eşim söylenerek yatak odasına giderken çocuklar oyunlarına geri dönmüştü. Mutfağa geçtiğimde Deniz'in masayı kurduğunu gördüm, ellerimi yıkayıp ona yardım etmeye başladım.

"Abi..." Susup iç çektiği an ne sormak istediğini anladım.

"Hastaneye uğradım; bilinci hâlâ kapalı. Doktorlar fişini çekmemiz konusunda ısrarcı," diye sormak istediği ama soramadığı soruya açıklama yaptım.

KardeşlerimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin