Ayaklarımı yere çarparak yürümeye devam ettim, daha sonra sınıfa gidip Jisung orada mı diye baktım. Orada değildi bende kantine gittim jisung orada çikolatalı sütünü içiyordu. "Yah, neredesin sen iki saattir seni arıyorum" Jisung ise yüzünü hemen başka bir tarafa döndürdü ve beni duymazdan gelmeye başladı. "Ne yaptım yine ya" dedim ve yanına oturdum. "Ne mi yaptın beni Hyunjin için sattın." ne oha.
"Lan ne, seni falan satmadım neler gördüğümü anlatsam-" jisung hemen yüzünü bana döndürdü ve elini masaya çarptı. "Anlatıyorsun." küçük bir nefes verdim ve kafamı masaya koydum. "Anlatacaksın Jeongin çok merak ederim bak" başımı salladım ve kafamı masadan kaldırdım. Olan şeyleri anlattım Jisung da ağzı açık bir şekilde beni dinlemeye başladı. "Lan oha" başımı salladım ve ona daha sonra olanları silemediğimizi ve onların müdüre gittiğini söyledim.
Daha sonra ise 9. sınıfların nöbetçisi yanıma geldi ve müdürün beni yanına çağırdığını söyledi. Tabii ya o zaman odada bizde vardık, evet şimdi belamızı siktirecek olan da bizdik. Müdürün odasına geldiğimde kapıda Hyunjin'de vardı, beraber kapıyı çalıp içeriye girmiştik. İçeriye girdiğimizde müdür bize oturun demişti bizde oturmuştuk.
"Çocuklar Tae-jin ve Hye-jin olayını biliyorsunuz, aileleri okula gelecekler neden direkt olarak bana söylemediniz." hyunjin ile birbirimize baktık ve daha sonra ise müdüre baktık. "Hocam bunu nasıl söyleyebilirdik ki size." müdür başını salladı ve cama doğru baktı.
"Çocuklar okulda böyle şeylerin olmasını istemiyoruz bunu biliyorsunuz, her dakika kavga ya da böyle şeyler oluyor." Hyunjin müdürün sözünü keserek birden konuşmaya başladı. "Hocam bekleyin kavgayı anladım herkes okulda mı sevişiyormuş?" ben hyunjin'e şaşkın şaşkın bakmaya başlayınca Hyunjin ne dediğinin farkında gibi başını eğdi ve özür diledi. "Hyunjin. Şaşkınlığını anlıyorum çocuğum okulda böyle kişiler var." başımızı salladık ve müdürün konuşmasını dinlemeye devam ettik.
Daha sonra müdür çıkın dediği zaman ayağa kalktık ve kapıya doğru yürüdük. "Sen dur Hyunjin." hyunjin arkasını döndü ve ne olacağını anladı. "Dersten herkesi çıkartmışsın bunu seninle konuşacağız." hyunjin oflayarak odada kaldı bende odadan çıktım. Sınıfa gittim ve Jisung'un yanına oturdum daha sonra ise sınıfa Minho geldi. "Hyunjin nerde Jeongin?" ilk önce onu duymazdan geldim daha sonra yanımıza gelince ona baktım. "Nerede söylesene."
"Müdürün odasında" dedim. Daha sonra Minho sınıftan çıktı. "Müdürün yanında mı ne oldu ki?" jisung'a boş bir bardağa bakar gibi baktım. Daha 30 dakika önce bizi dersten çıkaran çocuğun şimdi ne yaptı da müdüre gittiğini soruyordu bravo! "Bizi sınıftan çıkardı ya tesekkur ettin sende." jisung aydınlanmış bir şekilde olayı anlayınca gülümsedi.
"İyi yaptı ama Jeongin o hocaya vallaha katlanamazdım, keşke okuldan atılsa." bende okuldan gitmesini isterdim ama sümük gibi yapışmıştı bizim okula. Daha sonra zil çalınca bütün herkesin sınıftan koşarak çıkma sesleri yankılanıyordu. Allah'tan biz derse girmemiştik, daha sonra Jisung ile dışarıya çıktık. Bahçeyi turlamaya ve sohbet etmeye başladık.
Hyunjin
"Hocam cidden bunun için bana ceza vermeyeceksiniz değil mi, zaten o hoca okulumuza hep sorun getirmedi mi? Benim yaptığım suç olabilir ama ceza almam çok saçma" ikna edebilirim diye düşünüyordum daha sonra ise kapı çaldı ve içeriye Minho geldi. Müdür ona da oturmasını söyledi ve Minho da yanıma oturdu. "Hocam ne oluyorsa hiçbiri bizim suçumuz değil öğretmenin dersi çok sıkıcı kimse bir şey anlamıyor hoca dersi de anlatamıyor sonra ise bilseydiniz diyip puan vermiyor." müdür elleriyle ritim tutup masaya vurmaya başladı bir an ona eşlik edesim geldi ama kendimi tuttum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
baş belası - hyunin [minsung]
FanfictionBaş Belası. "Sen bir şey yapmadın sevmek suç değildir Jeongin. Sen Hyunjin'i çok sevdin, o da ilk başlarda öyleydi. Dediğin gibi değişti, sende değiştin Jeongin'im. Biz seninle çok saka yapardık, şimdi seni izliyorum da hep ağlıyorsun be miniğim. G...