jeongin geldi

151 21 1
                                    

Hyunjin

Artık yataktan kalkmak istiyordum, yat yat her yerim ağrıyordu. Yataktan sessizce kalktım ve Jeongin'in annesini uyandırmadan odadan çıktım. Şuan Jeongin'in nerede olduğunu çok merak ediyordum, nasıldı, acı çekiyor muydu, hepsini düşünüyordum. Onun acı çekmesini istemiyordum, sadece mutlu olsun istiyordum o güzel gülüşü hiç solmasın istiyordum.

Koridorlarda yürürken kimse beni farketmedi, bu yüzden istediğim yere rahatça gidebildim. Daha sonra ise doktorların bir odadan çıktığını duydum, konuşuyorlardı. Duvarın arkasına geçip onları dinlemeye başladım. "Nasıl söyleyeceğiz efendim?" neyi nasıl söyleyeceklerdi.

"Her zaman yaptığımız gibi Ji-eun, biz doktoruz yapmak zorundayız. Kendi hislerini düşünme ve onlara bu haberi vermeye git, ben işlemleri halledeceğim." dedi ve oradan ayrıldı. Ağlamaya başladım, Jeongin'in nerede olduğunu öğrenmek istiyordum sadece o güzel kokusunu içime çekip ona sarılmak istiyordum.

"Doktor hanım!" diye bağırdım arkasından bana bakıp koşarak yanıma geldi. "Siz iyi misiniz?" dedi ve beni tuttu. "Jeongin'i bulmama yardım edin! Lütfen size yalvarıyorum hangi odada." dedim ve ağlamaya devam ettim. "Jeongin mi? Bir hasta mı?" dedi ve beni sakinleştirmeye çalıştı.

"Onu bulmam gerekiyor, yardım edin." dedim ve daha çok ağlamaya başladım. Doktor endişelenmiş olacak ki koşarak su almaya gitti daha sonra ise geri geldi, suyu bana içirdi ve yere oturmamı sağladı. "Biraz anlatır mısın? Jeongin'e ne oldu belki onu bulmana yardımcı olabilirim." dedi ve bana baktı.

"Acildeydi, babası onu dövmüştü. Görmeme izin vermediler, onu bulmam lazım." dedim ve elimle ağzımı kapattım, hıçkırmaya başladım. "Sen neden ağlıyorsun? Onu bulamadığın için mi?" dedi ve elindeki suyu yere bıraktı.

"Onun öldüğünü mü söyleyeceksiniz bize." dediğimde doktor şaşırmıştı. "Hey, hey sakin ol. Jeongin ölmedi. Onu bulacağım tamam mı?" başımı salladım ve yerden kalktım. "Sekretere soracağım. Sen beni burada bekle." dedi ve gitti. Bir kaç dakika sonra yanıma geldi ve yerdeki suyu alıp elime verdi.

"Jeongin yoğun bakımda. Durumu iyiye gidiyor daha sonra onu normal odaya alabileceğiz. Baş Cerrah öyle söyledi endişelenecek bir şey yok. Artık ağlama." dedi ve gitti. Arkasından ona teşekkür ettim, koridorda öylesine yürümeye devam ettim.

Jeongin'i gereğinden fazla düşünüyordum, arkadaş gibi hissetmiyordum. Daha fazlasını hissediyordum, acı çekmesini görmek dahi istemiyordum ben ona çok bağlanmıştım. Belki de sevgili olmak istiyorumdur, belki de onu her şeyden herkesden korumak istiyorumdur. Emin değilim ama Jeonginle olmak istediğimi biliyorum ve öyle de olacağım.

"Hey! Hyunjin!" diye bağırdı birisi arkamdan ben ise hala ağlıyordum, Jeongin'in iyi olduğunu bilmek beni iyi hissettirmişti fakat gözyaşlarım bir türlü dinmek bilmiyordu. "Sen neden odanda değilsin?" diye bağırdı Minho.

Hemen yanıma gelip beni kolumdan tuttu ve Jisung'un yanına gittik. Jisung da diğer kolumu tuttu yürümeye başladık, "hala sevgili olmadınız mı?" dedim ve onlara baktım.

"Olduk Hyunjin, senin sayende gibi oldu ama sevgili olduk." dedi Jisung. Ona gülümsedim ve derin bir nefes aldım. "Neden bilmiyorum ama bundan sonra acı çekmeyecekmişiz gibi hissediyorum."  dedim ve aldığım nefesi geri verdim. "Bende öyle hissediyorum Hyunjin. Eminim her şey daha güzel olacaktır. Şimdi dinlenmen gerek." dedi Minho.

baş belası - hyunin [minsung]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin