Jeongin
Eve geldiğimde hemen odama gittim daha sonra çantamı yere attım ve banyoya girdim. Aynada kendi yüzüme baktım ve pansuman için gereken şeyleri çıkarmaya başladım, hep pansuman yaptığım için artık her şeyi ezberebiliyordum. Sürekli başım belaya girdiği için abim öğretmişti, hemen kaşıma pansuman yaptım ve bandı yapıştırdım aynı şekilde dudağıma da yaptım ve ellerimi yıkadım daha sonra ise telefonuma bildirim gelince hemen telefonumu elime aldım.
taehyung: jeongin neredesin?
jeongin: evdeyim abi gelebilirsin, son dersimiz boştu bende eve geldim
taehyung: başına bir iş almadın değil mi bak doğruyu söyle
jeongin: almadiiiimmm tabikiii
taehyung: belli almışsın geliyorum eve
Telefonumu kapattım ve mutfağa gittim dolaptan bir gazoz çıkardım ve içmeye başladım. Abimin gelmesini bekleyene kadar film izleyecektim, umarım abim gelince bana kızmaz.
Hyunjin
Eve doğru yavaş yavaş yürümeye başladım, hava esiyordu ve saçlarım rüzgar ile beraber uçuşuyordu. Bu yüzden saçlarımı topladım. Eve varınca ise anahtarımla kapıyı açtım ve içeriye girdim. Her yer dağınıktı annem dün gece dağıtmış olmalı diye düşündüm ve eşyaları toplamaya başladım. "Acaba annem şuan nasıldır?" diye düşündüm. Etrafı topladım ve mutfağa geçtim, yıkanmamış bulaşıklar vardı onları da yıkandıktan sonra odama geçtim.
Annem kendinde değildi, bunu biliyordum. Her zaman böyle olurdu ve kendini düşüncelerinden uzak tutmak için içerdi. Anneme de hak vermek lazım bilmiyorum kocam beni ve çocuğumu hiç terk etmedi. Umarım en yakın zamanda kendini toplar ve oğlunun onun için burada olduğunu bilir. Bir kaç dakika sonra kapı sesleri gelmeye başladı annem geldi diye düşündüm ve evet. Annem gelmişti, kendini doğrudan eve atmış ve salona geçmişti. Peşinden gittim bu sefer ona ne olduğunu soracaktım.
"Anne." koltuğa otururken ona seslendim ve bana bakmasını sağladım. "Neyin var." güldü ve başını yastığa koydu. "Beni mi düşünüyorsun Hyunjin. Bir şeyim yok. Git dersini çalış." annemin karşısına oturdum ve ona bana bakmasını söyledim.
"Anne bana bak. Senin neyin var?" bana baktı ve kollarını birleştirdi. "Bir şeyim yok Hyunjin şimdi odana git. Bir de sana bunun için kızmayayım!" dediğini yapmadım. Nesi olduğunu merak ediyordum ona yardım etmek istiyordum fakat o izin vermiyordu.
"Sen bana ne olduğunu söyleyene kadar buradan gitmeyeceğim." dedim ve daha çok sinirlendi. "Ne bilmek ister misin Hyunjin. Baban." o an durdum. "Babam ne, anne. Benim babam mı var!" dedim bağırarak. "Sus Hyunjin. O senin baban anlamıyor musun. Seni terk etmiş olsa bile senin baban."
"Bir tek beni terk etti sadece öyle mi anne. Anne o adam seni haketmiyor bunun konusunu açma. Neden onu düşünüyorsun ki?" derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı. "Baban geldi Hyunjin. Eskisi gibi olmayacağını söyledi." gülmeye başladım. Babam gelmiş.
"Anne o benim babam değil. Bunu sende biliyorsun biz iki kişilik bir aileyiz, bu ailede 3. bir kişiye ihtiyacımız yok." dedim ve sertçe anneme baktım. "İyi bir çocuk ol Hyunjin. Ne de olsa beraber yaşayacağız." şaka olmalıydı. Birinin bana annemin bana şaka yaptığını söylemesi gerekiyordu.
"Anne bugüne kadar her istediğini yaptım, neden şimdi tam biz iyiyken babam denen adamı evimize kabul ediyorsun!" artık cidden sabrım taşmaya başlamıştı. "Kapat çeneni Hyunjin. Dedim sana o adam senin baban. Düzgün konuşacaksın, hem sen niye aile büyüklerinin işine karışıyorsun. İyice edepsiz oldun sen." dedi ve kolumdan tutarak odama götürdü. "Adam olacaksın Hyunjin. Babanı kabul edeceksin. Sana söylemek için kaç gündür kafa yoruyorum, böyle yapacağını biliyordum" biliyormuş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
baş belası - hyunin [minsung]
أدب الهواةBaş Belası. "Sen bir şey yapmadın sevmek suç değildir Jeongin. Sen Hyunjin'i çok sevdin, o da ilk başlarda öyleydi. Dediğin gibi değişti, sende değiştin Jeongin'im. Biz seninle çok saka yapardık, şimdi seni izliyorum da hep ağlıyorsun be miniğim. G...