sahil ve yağmur

97 12 0
                                    

Jisung

Minho ile beraber sahile oturmuştuk, ikimize de içecek bir şeyler almak için ilerideki markete gideceğini söyledi. Bende kafamı salladım ve Minho'nun gelmesini beklemeye başladım, bir kaç dakika sonrasında ise hava esmeye başladı. Telefonumu elime aldım ve gelen bildirime baktım, kaydedilmemiş bir numaradan mesaj gelmişti. "Siktir. Bu da ne?" dedim ve mesaja tıkladım.

+82********** : Senin gibi pisliklerden nefret ediyorum jisung. Aynı zamanda şu sikik arkadaşın Jeongin'den de. İkinizi asla anlamıyorum ikiniz orospu çocuklarının tekisiniz niye hala yaşıyorsunuz bilmiyorum. İşleri daha da bozmadan ortadan kaybolun ya da iki kişi sessizce takılmaya devam edin. Seni cidden uyarıyorum sonuçları kotu olacak biliyorsun değil mi? Kim olduğumu anlayabiliyorsundur. Daha fazla bu işi uzatmadan bitirelim ben arkadaşlarımı alayım siz de siktirip gidin.

jisung: siktir git orospu cocugu

📍*Bu numara engellendi.*

Bir kaç dakika sonra yanıma Minho geldi elinde kola ve bir kaç tane cips vardı. Yüzümdeki ifadesiz suratı görünce hemen yanıma oturdu ve ellerini yuzume koydu. "Ne oldu?" dedi ve bana gülümsedi. "Şu arkadaşın Ro-woon. Bana yazdı." dedim. Minho kaşlarını çattı ve mesaja bakmak istediğini söyledi dediği gibi telefonu eline verdim ve Minho'ya baktım.

"Ben bu çocuğu sikeceğim." dedi ve kendi telefonundan onu aradı. "Alo. Naber Ro-woon." dedi. "İyidir kanka senden." , "Kankanı sikeyim senin sevgilimden ve Jeongin'den uzak dur piç kurusu. Yaptıkların yetmiyormuş gibi bir de sevgilime siktir git yazıyorsun. Karşıma çıkma gördüğüm an seni geberteceğim piç herif." deyip suratına telefonu kapattı.

Minho cidden çok sinirlenmişe benziyordu ve her halinden belliydi. "Sen iyi misin Minho." dedim ve ellerimi ellerinin üstüne koydum onu sakinleştirmeye çalıştırdım. "Sana bir daha böyle şeyler söylesin yazsın. Onu doğduğuna pişman edeceğim. Sen benimsin ve kimse sana bir şey söyleyemez." dedi ve ve bana sarıldı.

"Sende benimsin Minho." dedim ve iyice ona sarıldım beraber kolalarımızı içmeye başladık. Daha sonrasında ise Hyunjin Minho'yu aradı. "Napıyorsunuz?" dedi. "İyiyiz sevgilimle sahilde oturuyorum." dedi Minho ona gülümsedim ve cipsimi yemeye devam ettim.

"Bende geliyorum bir yere gitmeyin." dedi ve telefonu kapattı. "Ne olmuş ona sesi donuk gibi geliyordu?" dedim ve Minho'ya baktım. "Bilmiyorum öğreniriz." dedi ve gülümsedi bir kaç dakika geçti ve Hyunjin geldi. Aslında gayet iyiydi. "Sen iyi misin lan." dedi Minho.

"Aşk acısı çekiyorum. Size anlatmam lazım." dediğinde Minho ile birbirimize bakıp kaşlarımızı çattık. "Kime aşıksın?" dedi Minho. Hyunjin derin bir nefes aldı ve tam konuşacakken ağzını geri kapattı. "Of, ben size anlatırım diye düşündüm. Onu bile yapamıyorum." dedi ve elleriyle yüzünü kapattı.

"Hey Hyunjin anlatabilirsin. Bizden başka kime anlatacaksın ki zaten hadi." dediğimde Hyunjin derin bir nefes verip bana gülümsedi. "Ben Jeongin'e aşığım. Hemde çok." dediğinde Minho ile birbirimize bakıp gülümsedik. "Korkacak bir şey varmıymış oğlum. Jeongin'e aşık olabilirsin çok normal, neden aşk acısı çekiyorsun?" diye Hyunjin'e gülümsedim.

"Ona açılamam asla. Bunu yapamam ölünce bile yapamam." dedi ve yere uzandı pet bardaklarda birisine kolamdan koydum ve Hyunjin'e verdim. "Al bunu iç. Daha sonra anlatmaya devam et sana yardımcı olacağız, değil mi sevgilim?" diye Minho'ya gülümsedim.

"Evet olacağız. Kalk şimdi." dediğinde Hyunjin doğruldu ve kolasını içmeye başladı. "Ben korkak biriyim ya. Jeongin'e açılma cesaretini buldum diyelim açıldım, beni nazikçe reddeder sonra aramıza mesafe koyar. En iyisi platonik olarak devam edeyim." dedi Hyunjin.

baş belası - hyunin [minsung]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin