Jeongin
Kendimi hala yorgun hissediyordum elimi kaldıracak halim bile yoktu. Bu zamanda ise Hyunjin hep başımda bekliyordu, bir şey istesem hemen koşup getiriyordu. Benim için burada olduğunu bilmek güzeldi, güzeldi Hyunjin.
"Su içmek istiyorum." dediğim zaman yerinden fırladı ve sürahiden su katıp bana verdi. "Yavaş iç, hızlı içersen boğazında kalır." dedi. Gülümsedim, suyu içtikten sonra sehpaya bıraktım ve kafamı yastığa geri koydum.
"Uykun mu var?" dedi Hyunjin. Başımı salladım ve gözlerimi kapattım, biraz uyumak iyi gelir diye düşündüm ve bedenimi rahatlattım. "İyi uykular Jeongin!" dedi ve güldü. Gözlerimi tekrardan kapattım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Hyunjin
Jeongin'in uykusu vardı, benimde uykum vardı bu yüzden Jeongin'in yanındaki koltuğa uzandım ve gözlerimi kapatmaya başladım. Hayal ediyordum Jeongin ile kendimi bir sahil kıyısında beraber sohbet ediyorduk. Belki de gerçek olması için çok çabalamam gerekiyordu, sonuçta Jeongin ile birlikte olmak istiyordum.
Gözlerimi hafifçe açtım ve Jeongin'e baktım uyuyordu, çok uykusu olduğu belliydi kafasını yastığa koyduğunda uyumaya başlamıştı. Yine gözlerimi kapattım ve ellerimle başımı destekledim, bir süre sonra ise rüyalarımda gezinmeye başladım.
Bir sahilin ortasındayım tek başıma. Kimse yok hava açık ve sabah saatleri gibi, kumlara uzanıyorum ve gözlerimi kapatıyorum daha sonra ise derin bir nefes alıp geri veriyorum. Birinin Hyunjin! demesiyle gözlerimi açıyorum ve sesin geldiği yere bakıyorum.
"Hyunjinnn!!" diye koşarak yanıma geliyor Jeongin, çok mutlu ama anlatamam. Yüzündeki yaralar gitmiş yerine ise belirgin olan gamzeleri gelmiş. O kadar mutlu ki koşarak ve zıplayarak yanıma geliyor.
"Hyunjin!! Nasılsın!" diyor ve bana sarılıyor ilk başta ne olduğunu anlamıyorum ama Jeongin geldiği ve bana sarıldığı için bende ona sarılıyorum. "İyiyim sen?" dediğimde birden yüzü düşüyor.
"Ne oldu?" dediğimde ise ağlamaya başlıyor, ne olduğunu anlamıyorum hiç. Ağlamasını durdurmak istiyorum ama bir türlü durmuyor. Krize girmiş gibi ağlamaya devam ediyor. "Hyunjin. Babam bir daha gelir mi?" dediğinde içimde bir şeylerin kırıldığını hissediyorum.
"Hayır Jeongin. Saçmalama. Ben burada olacağım seninle. Gerekirse seni kaçırırım." dediğimde Jeongin gülüyordu ve bana tekrardan sarılıyor. Aynı şekilde ona sarılıyorum ve kokusunu içime çekiyorum, çok güzel kokuyor çiçeklerden bile daha güzel kokuyor.
"HYUNJİN OĞLUM KLİMANIN ALTINA YATILIR MI????!!!" diye bana bağıran sesle güzel rüyamdan uyanıyorum. "AAAAAAAAA" jeongin uyuyordu 🤦🏻
"Sus aminakoyayim sus, çocuk uyuyor burada." diye beni susturan Minho'ya bir bakış attım ve geri yine yattığım yere uzandım. "Salaklar ya tam da çok güzel bir rüyanın tam ortasındaydım." dediğimde Minho gülmeye başladı.
"Senin rüyalarından bahsetmeye kim Hyunjin lütfen kes." dediğinde ona iğrenmiş bir bakış attım ve geri yattım. "Çok yoruldun battaniye getireyim uyu biraz." dedi Jisung. Başımı salladım ve Minho'ya dil çıkarttım delirmiş gibi bana elinin tersiyle vuracaktı ki Jisung yetişti.
"Tamamm iyi uykular." dedi Jisung ve bende geri rüyama geri dönmek için çok uğraşmaya başladım. Ama bir türlü olmuyordu istediğim Jeongin'li rüyaya giremiyorum kapıları kapatmışlar ve beni almıyorlar gibiydi. Gibi değildi! Beni içeriye almıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
baş belası - hyunin [minsung]
FanfictionBaş Belası. "Sen bir şey yapmadın sevmek suç değildir Jeongin. Sen Hyunjin'i çok sevdin, o da ilk başlarda öyleydi. Dediğin gibi değişti, sende değiştin Jeongin'im. Biz seninle çok saka yapardık, şimdi seni izliyorum da hep ağlıyorsun be miniğim. G...