Jisung
Hyunjin'e sakinleştirici yaptıktan sonra onu odaya aldılar. Biz ise acilin önünde bekliyorduk daha sonra Jeongin'in annesi bizim yanımıza geldi. "Çocuklar ben Hyunjin'in yanına gideyim bakayım nasılmış tek başına kalmasın şimdi orada hemen geleceğim siz buradan ayrılmayın." dedi ve hızlı adımlarla gitti. Jeongin'in annesi çok düşünceli bir insandı, kocası gibi değildi hiç. Sadece Jeongin'in başının derde girmesini istemiyordu, çok çalışıyordu ama hepsi oğulları içindi. Belki biraz daha zaman ayırsa daha iyi olabilirdi Jeongin de mutlu olurdu Taehyung'da.
"Sen iyi misin Jisung." başımı salladım ve Minho'ya baktım. Bana endişeli gözlerle bakıyordu, ne olduğunu sordum. "Hey ne oldu?" minho ise endişeli bir ses ile bana baktı. "Bilmiyorum korktum sadece." ona sarıldım ve endişelenmemesi gerektiğini söyledim. "Aileler çok baskıcı değil mi?" dedi ve hafifçe gülümsedi.
Başımı salladım Minho haklıydı, ailelerimiz baskıcıydı. Ne yapabileceğime onlar karar vermek istiyordu ama benim isteğim bu değildi. "Eğer ileride çocuğum olursa asla ona böyle şeyler yapmayacağım." minho bana baktı ve gülümsedi. "O zaman çok iyi bir baba olacaksın." ona baktım ve gülümsedim.
"Sen ne düşünüyorsun?" iç çekti. "Bilmem bence benden çok iyi bir baba olmaz, emin değilim." ona baktım ve neden böyle düşündüğünü sordum. "Hiç öylesine düşünüyorum ben" söylememişti. Bir şey vardı ama canı şimdi söylemek istememişti. "Bence senden de mukkemmel bir baba olur Minho, çocuğunu korursun onun için elinden geleni yaparsın hatta daha fazlasını ben bundan eminim." minho bana gülümsedi ve kafamı omzuna tekrar yasladı. Daha sonra acilden doktor çıktı ve ayağa kalktık. "Jeongin'in yakınları?"
Evet biziz dedik ve Jeongin'in durumunu öğrendik. "Hastamız gayet iyi sadece kan kusmuş, onun için de gereken müdahaleleri yaptık. Şuan iyi şimdi normal odaya alacağız." dedi ve kapıdan içeriye geri girdi. Biz ise yine yere oturduk, Jeongin'in iyi olduğunu duymak beni mutlu etmişti. Mutluluktan ağlıyordum. "Ağlama jisung. O iyi." dedi ve bana sarıldı. Bende ona sarıldım, şuan yanımda Minho olmasaydı ne yapardım bilmiyorum. Hemen kalktık ve Hyunjin'in odasına gittik.
"Jeongin nasıl çocuklar? Doktor bir şey söyledi mi?" dedi Jeongin'in annesi hemen ona sarıldım ve ağlamaya devam ettim. "O iyi merak etme teyze, normal odaya alacaklarını söylediler." Jeongin'in annesi de ağlamaya başladı daha sonra ise odadan çıktı bizde Hyunjin'in yanında kaldık. "Çok aşık gibi Jeongin'e?" dedi Minho. Başımı salladım.
"Evet bence aşık olmuştur zaten, ikisine baksana yakışıyorlar." dedim ve Minho'ya baktım. Ondan hoşlanıyordum sanırım ama emin olamıyorum, kendimi de üzmek istemiyorum. "Haklısın belli ki etrafta çok aşık var." dedi Minho. Söylediklerini anlamaya çalıştım, benden bahsediyor olabilir miydi?
"Anlamadım, etrafta çok mu aşık var" dedim. Minho ise bana baktı, bir süre bakmaya devam etti. Sonsuza kadar bana bakmasını isteyebilirdim, sonsuza kadar beni sevmesini de isteyebilirdim. O an aklımdan sadece Minho geçti, bana bakışı beni öldürmüştü. "Evet. Etrafta çok aşık var Jisung. Dikkat et seni kaçırmasınlar." dedi ve yere bakmaya başladı.
"Kim beni kaçıracak." dedim. "Boşver sen dikkat et, kaçırırlar." dedi. Ona ısrarla baktım ve elimle yüzünü kendime çevirdim, gözlerine bir kez daha baktım. "Söylesene Minho beni kaçırırlarken beni kurtarır mısın?" dedim ve Hyunjin'in açılan battaniyesini örttüm. "Hayır. Seni kurtarmam."
Üzüldüm. Beni kurtarmasını isterdim, böyle bir durum olsaydı beni kurtarmasını cidden isterdim. Keşke Minho seni kurtarırım deseydin. "Çünkü seni ben kaçırırım Jisung. Diğer kişilerin seni kaçırmasa izin vermeden ben kaçırırım seni." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
baş belası - hyunin [minsung]
FanficBaş Belası. "Sen bir şey yapmadın sevmek suç değildir Jeongin. Sen Hyunjin'i çok sevdin, o da ilk başlarda öyleydi. Dediğin gibi değişti, sende değiştin Jeongin'im. Biz seninle çok saka yapardık, şimdi seni izliyorum da hep ağlıyorsun be miniğim. G...