Düşündüm kesinlikle bir fikrim yoktu. Bence benim yanımda kalması iyi olabilirdi. Başıma gelen olaylarda belki kendimi korumamda yardım ederdi ya da neden burada olduğumu bulmamı sağlardı. Yapabileceklerinin sınırı yoktu.
- Hadi seninle anlaşma yapalım.
- Ne anlaşması Çağırıcı Luna?
- Benimle kal bu dünyada.
- Neden?
- Çünkü senin yardımına ihtiyacım var gibi hissediyorum.
- Peki bu sürede seninle Tanrının çağrıladığı Nesilimin devamı torunumu bulacağız.
- Anlaştık.
Ruha baktım.
- Ben Clide Ares Tanrının şahitliğinde söz veriyorum ki Çağrırıcım Luna ölene kadar yanında kalıp ona yardım edeceğim.
Bana baktı. Oh bende ona yardım edeceğime dair söz mü vermeliydim?
- Ben Luna Atlanes Tarının şahitliğinde Karanlığın Kralı Clide torununu bulasında yardım edeceğime söz veriyorum.
Etrafımızda mor siyah ateşler çıkıp bizi sardılar.
- Tamam anlaşma tamam.
- Artık ışıkları geri mi yaksan?
- Oh doğru...
Elini şıklattı ve ışıklar tekrar yanmaya başladı. Odamda ki meşale ateş tekrar yanıyordu.
- Gerçekten ilginçsin...
Kapı çaldı ve,
- Leydim içeri girebilir miyim? Akşam yemeği biraz geç kaldı o yüzden odanıza getirdik.
Clide döndüm.
- Seni görebilirler mi?
- Hayır sadece En güçlü Element kullanıcıları görebilir. Bu da 5 kişi eder. Tabi bir kaç istisna olabilir ama onlar kesinlikle bu malikanede değillerdir.
- Rahatladım.
- Gel!
İçeri girdi. Yemekleri odamda ki tek kişilik masaya koydu.
- Odaya bir sandayle daha getirin.
- Misafirimiz mi var?
- Yoo sadece tek sandalye hoşuma gitmedi.
Hizmetli kafasını salladı. Aynı sandalyeden getirip geri gitti.
- Otur Clide.
Oturdu. Bana baktı.
- Benimle anlaşma nedenin tam olarak ne Çağırıcı Luna?
- Sana söyle anlatayım...
Nedenini bilmediğim bir nedenden ötürü aileden dışlanıyorum. Babam, Ablam ve Abim kesinlikle beni sevmiyorlar. Eskiden ne kadar sevimlilik yaparsam yapayım asla beni sevmediler sevmeyeceklerde...
Bende bir karar verdim. Madem beni sevmeyecekler bende güçlenicek tüm dedileri işe yaramaz, vasıfsız, gereksiz laflarıni olara yedireceğim.
Clide bana baktı,
- İstersen onları hemen öldüreyim çağırıcım.
- Wow wow sakin ol, öldürmek şimdi planlarımda yok.
Belki de bundan pişman olacaktım. Ancak kimseyi öldürmek istemedim.
- Peki...
- Sana bir şey sorcağım...
Gözlerin aynı benimkiler gibi kırmızı tonlar bile aynı neredeyse ama benim ki önceden Pembemsi bi kırmızıydı.
- Manan seni etkilemeye başlamış anlaşılan...
Bu ne demekti? Hiç bir fikrim yoktu.
Kapı çaldı,
- Luna geliyorum!
Bu abimdi.
- Çağırıcım, o güçlü beni görebilir.
- Saklan.
İçeri abim girdi. Yüzüme baktı. İsteksizce,
- Hey nasıl oldun?
- Niye sordun ki, sana umursama beni demiştim.
Sinirli sinirli yüzüme baktı.
- Seni biraz da olsa merak etmiştim sanırım bunu hak etmezmişsin bile!
Yüzüne baktım.
- Evet hak etmiyorum, şimdi asıl gelme nedenini söyle ve git.
- Yarın Kraliyet Avlanması var. Bizim ailemiz de katılıyor.
- Ee bu beni ilgilendirmez ki sen zaten tüm avladıklarını Luana'ya adayacaksın ben sadece izleyeceğim.
- Hayır bu sene sana adayacağım.
- Hah bunu istemiyorum git sevgili kız kardeşine adamaya devam et.
- Öyle diyorsun... Üzgünüm ama bu babamın emri Luna.
- Peki o zaman ava bende kaltılıyorum o zaman bana adayamassın değil mi?
- Zoru mu oynuyorsun şu an?
- Hayır senin gibi birinden bir çöp bile istemiyorum
Gözleri kırmızılaşmış sinirlenmişti. Kapıyı çarparak gitti.
- Clide gel.
- Ne istedin Çağırıcı Luna?
- Abim büyük ihtimalle babamla konuşmaya gitti konuşacaklarını duymak istiyorum.
- Olmuş bil.
Bi büyü yapıp elini bana dokundurdu. Bi anda abimle babamın yanımda belirdik.
- Hey o küçük pislik bana neler dedi biliyor musun?
Babam abime baktı.
- Alttan al o zaman.
Abime göre babam sakindi.
- Adadıklarımı kabul etmeyip kendi de katılcakmış avlanmaya.
- Hah?
- Peki kendi ölümüne dört nala gidiyor. Durdurmayacağım.
- Baba onda bir tuhaflık var. Onun manasını hissedebiliyorum ama o büyü bile yapamayan biriydi.
- Yanında yapılan büyülerden etkileniyor. İçinde birikmiş boş bir manadan ibarettir o.
Abim sessizleşti.
- Orada Velihat Prenste olacak bu yüzden iyi çalış bir hafta süren olcak.
- Peki baba.
Abim çıktı.
- Çağırıcım bir haftamız var kılıç kullanmayı biliyor musun?
- Iıı şey...
Clide eliyle anlına vurdu.
- Ben sana öğreticem anlaşılan.
- Sen biliyormusun?
- Hiç tarih çalışmadın mı?
- Hayır tarihim iyidir.
- Kitaplarda adımı duymadın mı?
- Hayır.
Durdu düşündü.
- Kitaplardan kaldırmışlar mı acaba...
- Neden kaldırsınlar ki?
- Ehe...
Yüzüne baktım.
- Hava zaten karanlık hadi dışarı çıkalım.
- Peki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli Element(Tamamlandı)
FantasyLua hastanede sıradan bir şekilde ölmüştü. Gözlerini açtığında kendini farklı bir odada buldu. Cennette miydi? Kesinlikle cennette değildi. İçeri hizmetliye benzeyen bir kız girdi. Kız ona Atlanes Dükünün kızı olduğunu söyledi. Lua anladı ki oku...