Odamdaydım.
- Neden senin torunun olduğuma bu kadar eminsin?
- Büyüm çoktan seni öldürürdü yoksa.
- Ya şanssa?
- Şans mı, hah?
Güldü.
- Peki tamam senin torununsam benimle ne yapacaksın?
Bana baktı.
- Seni yeni dünyanın tanrısı yapacağım tıpkı benim gibi.
Anlamadım.
- Senin gibi mi?
Kapım çaldı.
- Saklan lütfen.
- Gel!
İçeri abim girdi.
- Naber, dedi yüzsüzce.
- Yine neden geldin? Babam ne diyor?
- Hey seni merak ettiğimden gelmiştim.
- Abi lütfen rol yapma sizin beni benimde sizi sevmediğimi tüm dünya biliyor.
- Seni sevmediğimi nereden çıkarttın?
- Lütfen lafı geveleme ve söyleyip git.
- Gerçekten merak ettiğimden gelmiştim.
- Peki merakını giderdiğine göre gidebilirsin.
Bana ters ters baktı.
- Hey sen gerçekten değiştin Luna.
Kapıyı çarpıp gitti. Clide geri geldi.
- Onu öldüreyim mi?
- Clide o benden ne kadar nefret etsede o benim abim.
Durdum bir daha düşündüm ve ona sordum.
- Hey Clide sana ne diye sesleniyim?
- Clide diye.
- Ama sen benim büyük büyük babam falansın?
- Hey aslında değilim de, bak şimdi sana biraz aile tarihimi anlatayım bu düklüğü kuran Sonea Ares'in oğlu yani benim büyük babam ile babam birbirinin aynıydı. Aynı Gri saçları ve renkli gözleri vardı, biri mavi diğeri kırmızıydı. Daha sonra benim abim babam gibiydi Gri saçlar mavi-kırmızı gözler ancak ben Soneaya benziyordum. Abim düklüğün başına geçecekken benim manam ortaya çıktı bunu üzerine ben düklüğün başına geçtim. Yaklaşık 17 18 yaşındaydım abimde 19 20li yaşlarındaydı. Abim bir iki yıl sonra evlendi Çocuğuda onun gibi Gri saçları ve iki renkli gözlüydü. Bunun sonucunda ailemiz Gri saç ve farklı renkli gözlerde tanınmaya başladı. Bundan İki yıl sonra İmparatorluğun başına geçtim. Gelmiş geçmiş en güçlü imparatordum. Bi gün İmparatorluğun en büyük Klisesi beni çağırdı. Bana Tanrıdan bir müjde var sana dediler.
Bir an duraksadı. Ne diyeceğini bilemedi gibi oldu.
- İmparatorluğun kuruluşundan 390. yıl senin kadar güçlü bir torunun olacak. Adı Lua ve bir kız.
Şok olmuştum. Bir kızmı benim kadar güçlü olacaktı. İmkansızdı. Daha sonra Abimin oğlu Ryan Düklüğün başına geçti. İmparatorluğun bir varisi yoktu. Eğer ölürsem benim yerime geçecek bir varis gerekiyordu fakat manam o kadar güçlüydü ki bir varisim olmuyordu bende en sonunda ölürsem yerime abimin geçmesini uygun gördüm. 28 yaşımda tek başıma öldüm ve 30 yaşlarında ki abim yerime geçti. Böylece İmparatorluk abimin soyundan geliyordu. Sonra Ryan İmparatorluğunun başına geçti. Ryan'ın gayrimeşru çocuğu vardı onu Düklüğün başına getirdi. Çocuk Ryan'a benzemiyordu saçları açık gri yerine koyu gri gözleri ise mordu. Bu yüzden kimse Ryan'ın çocuğu olduğundan şüphelenmemişti.
- Ryan'ın çocuğunun adı yoksa İchiro mu?
- Evet... Nasıl bildin?
- O benim büyük babam...
- Doğru.
Fark etmişsindir nesillerdir Düklükte kız çocuğu yoktu. Ablan bir ilkti. Fakat yeteri kadar güçlü değil. Ama sen benim kopyamsın.
Sessizlik oldu.
- Ben yedinci nesil mi oluyorum?
- Evet.
- İmparatorluk ailesi ile yakından akrabayız yani...
- Evet bunu biliyor olmalıydın.
- Hayır bilmiyordum.
- Nasıl ya sende hiç bir şey bilmiyorsun.
Yüzüne baktım.
- Sana inanıyorum ama ne yapmalıyım?
- İmparatorluğun başına geç.
- Ne, bunu nasıl yapabilirim ki İmparatorluk ailesi gerçekten çok güçlü!
- Senin kadar değil.
- Şaka yapmanın sırası değil veliaht prens şu ana kadar gelmiş en güçlü Su kullanıcısı!
- Hey torun salak mısın? Sen tüm elementleri kullanabiliyorsun!
- Ama...
- Itiraz istemiyorum.
Kafa salladım yapacak bir şey yoktu.
- Hadi aşağı inelim sen çalıştıracağım.
- tamam.
Yeni aldığım güçlü ama hafif kılıçı aldım. Ve aşağı indik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli Element(Tamamlandı)
FantasíaLua hastanede sıradan bir şekilde ölmüştü. Gözlerini açtığında kendini farklı bir odada buldu. Cennette miydi? Kesinlikle cennette değildi. İçeri hizmetliye benzeyen bir kız girdi. Kız ona Atlanes Dükünün kızı olduğunu söyledi. Lua anladı ki oku...