İmparator bana baktı,
- Ben prens Jun'a vermek istiyorum bu mümkün mü?
İmparator prens Jun'a baktı.
- Kabul ederse tabiki olabilir.
Kafa salladı.
Formaliteleri geçtiler bana ödüllerim daha sonra gönderilecekti. Kıyafet değiştirip kutlamaya gittim. Formalatiye göre adağı adayan kişinin adadığı kişiyle dansa kalması gerekiyormuş.
İlk müzik geldi prens Jun yanım geldi.
- Bana bu dansı lütfedermisiniz?
- Peki.
Elini tuttum ortaya geçtik. Birbirimizi selamlayıp dans başladık.
- Neden beni seçtin?
- Neden beni sakinleştirdin?
Bana baktı.
- Nerden biliyorsun?
Şaşkındı.
- Sesinden anladım.
Kafa salladı.
- Neden tuhaf şeyler yapıyorsun?
Duraksadı.
Kafasını çevirdi.
- Ya?
- Yanlışlıkla oldu.
İnandırıcı gelmemişti buna rağmen daha zorlamadım.
- Neden avlarını bana adadın?
- Canım istedi.
Bana sorgularca baktı.
Müzik bitti tekrar birbirimizi selamlayıp çekildik.
İçecek masasının yanına gidip bir içecek aldım. Yanıma biri geliyordu bi bi anda ayağı takılıp üzerime düşecekti ki hızlıca kenara çekildim. Kız içecek masasına düştü ve tüm bardakları kırmıştı. Üzeri şarap olmuştu, bir kaç yeri de kesilmişti. Kızın kim olduğuna baktım. Baron'un kızı, Veliaht prensin gözdesiydi. Veliaht prens hızlıca buraya geldi.
- Hey neden tutmadın onu?
- Üzgünüm prensim ancak onu tutarsam yaralanabilirdim.
Bana baktı.
- Nezaketten yoksulsun, hala iğrençsin.
Tiksinir gibi bir ifade vardı yüzünde.
Kıza baktım yüzünde sinsi bir ifade vardı. Fakat prens ona bakınca yüzünü üzgün bir ifadeye büründü.
Prens Jun buraya geldi.
- Alexander Leydi Luna'nın hiç bir suçu yok bağırmayı kes.
- Haa, onu mu tutuyorsun cidden Dixie'nin hâline bak her yerini cam kesmiş!
Bi anda İmparatorun sesi geldi.
- Abin haklı Alexander, lütfen bağırmayı kes, dedi İmparator sert bir tonla.
Prens Alexander sinirlice bana bakıp yerde ki Dixie'yi kaldırdı.
- Hadi gel seni şifacıya görürelim.
Kız yürüyemiyor gibi yapınca Prens kucağına aldı götürdü. Prens Jun bana döndü.
- Bu rezillik için kusura bakmayın Leydim.
Bir dakika o Leydim mi demişti?
- Leydim?
Bana baktı, sinsice gülümseyip yanımdan ayrıldı.
İçimde merak duygusu uyandırmıştı aynı zamanda da endişe.
Biraz hava alıp Clide ile konuşmak için balkona çıktım.
- Hey Clide.
- Efendim?
- Sence Prens Jun neden böyle?
- Sizi yanına çekmek istiyor.
- Öyle mi diyorsun? bu tanıdık farklı bir sesti.
- Tam üzerine bastı.
Kim olduğuna baktım azım üç karış açık kalmıştı. Prens Jun'un burada ne işi vardı?
- Prensi selamlarım.
- Hey biz bizeyiz böyle formalitelere gerek yok. Ayrıca ne ruhu bu?
Yine o bakışı atmıştı.
- A-ateş.
- Hey Luna yalan söylemene gerek yok. 5.elementten olduğu açık.
Bir dakika manası yoksa nasıl görüyordu?
- Sen nası-
Elimi tuttu.
- Kendini hazırla.
Bi anda beni de tutup balkondan atladı. Çok yüksek değildi fakat bir insanı öldürmeye yetebilirdi.
Daha sonra eliyle hareket yaptı havada durduk.
- Bu nası olur?
Clide bana baktı.
- O sana dediğim güçlü manalı kişi...
- Şu anda en güçlü hava büyücüsü...
Ona baktım.
- Ama sen manan olmadığı için tahtan mahrum edilmiştin?
- Babam hala bilmiyor bilen tek kişisin.
- Ne?
Bizi yavaşça yere indirdi ve yere dokundu yerde bi anda çiçek açtı.
- Bu nasıl olur?
- Aynanda iki element kullanabiliyorum. Ve bir kaç su büyüsü...
- Bu nasıl olur?
- Sen nasıl beş element kullanabiliyorsan bende iki element kullanabiliyorum.
- Sen benim beş-
- Aramızda sır kalıcak.
Kafa salladım.
- Peki beni neden yanına çekmeye çalışıyorsun?
- İmparator olup olardan intikam almak istiyorum.
- Eee ben ne yapacağım?
- Destekle beni.
- Bu senin ne işine yarayacak?
- Hey biraz düşünürsen şu an en güçlü kişi benim ne işime yaracağını az çok tahmin edersin.
- Benim bundan çıkarım ne olacak?
- İmparatoriçem ol.
- Ha, dedim.
O bana açıkça beni İmparatoriçe yapacağını mı söylemişti.
- Komik bir şaka değil.
- Şaka değil, bence bir düşün.
- Bana biraz zaman ver lütfen.
- Tabi seni bekliyor olucağım Leydim...
- İzninizle.
Geri içeri gittim ordan hızlıca çıkıp eve gittim. Kafam çok karışmıştı. Eğer başarılı olamazsa ikimizinde kellesi giderdi. Fakat başarılı olursa...
- Hey Clide ne yapmalıyım?
- Destekle onu.
- Fakat krallığın başına geçemem.
- İmparatoriçe ol.
- Ama...
- Tabi ki anlaşma olacak.
- Nasıl bir anlaşma?
Clide yüzüme baktı bu kafasında bişeyler olduğunun kanıtıydı.
Yorulduğum için uyuma kararı aldım uyudum da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli Element(Tamamlandı)
FantasyLua hastanede sıradan bir şekilde ölmüştü. Gözlerini açtığında kendini farklı bir odada buldu. Cennette miydi? Kesinlikle cennette değildi. İçeri hizmetliye benzeyen bir kız girdi. Kız ona Atlanes Dükünün kızı olduğunu söyledi. Lua anladı ki oku...