Her kese mutlu bir salı gününden merhaba diyorum. Pekte uzun olmayan bir arayla yeni bölümü yazmış bulunuyorum. Bölümleri cuma gününden geçmeyecek şekilde atmaya çalışacağım, bu çarsambada olur perşembede, salı da. Artık ne kadar böyle gider bilmiyorum.
Daha üç bölüm yayınlanmasına rağmen 1,38 k oldu sevgili Dalgakıran'ım. (Bundan sonra her bölüm bana hatırlatma olsun diye sayıyı yazacağım mazur görün.)
Eski okuyucularımı tekrar bildirimlerin de görmek onların yorumlarını tekrar okumak inanın o kadar mutlu ediyor ki beni. Gerçekten yazmaya motive eden beni tek şey güzel yorum okumak. Hasret kalmıştım yahu.
Lütfen yorumlarınızı küçükte olsa benden eksik etmeyin. Yeni bir kitap için yorum ve voteler çok önemli . Beğenmediğiniz bir durum varsa da görüşlerinize açığım .
Sevgilerimle yazar kuşunuz 🐦♥️
Bölüm şarkısı:
Cem Karaca -Resimdeki gözyaşları.3 BÖLÜM.
İKİ TARAF ARASINDA BAĞLANAN MÜHÜRElindeki ekmek poşetini sallayarak, peşine de taktığı sokak köpekleriyle evinin yolundaydı. Üzerine giydiği pekte kalın olmayan hırkasına esen soğuk rüzgarla sıkıca sarılmıştı Feride.
Bakışlarını ince bir yılan gibi kıvrılan yoldan çekmeden, bir taraftanda poşetten küçük küçük kopardığı ekmek parçalarını peşindeki köpeklere yediriyordu.
Sanki anlaşmış gibi onu gören bütün köpekler kuyruk sallayarak peşine takılıyordu. Peşinde bir ordu vardı.
Dalgındı. Hatta o kadar dalgındı ki, elindeki ekmeğin üçte ikisini köpeklere yedirdiğinden haberi olmayacak şekilde dalgındı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DALGAKIRAN
ChickLitKüçük bir serçenin kalbi var bende. Ne kışta sıcak bir yere göçmeye cesaretim, ne de kendi menzilimi terkedecek sadakatsizliğim vardı. Yorgun düşmüş, yıpranmış kanatlarım vardı sadece. Onlarda sağa sola çarpmaktan yaralanmış. Ve bir son bahar sabahı...