Merhaba sevgili dalgalarım. Cuma gününden herkese iyi günler dilerim.
Yeni bölümle karşınızdayım.
Rekor kelime sayısı ile 8binlik bir bölüm oku oku bitmez artık.
Güncel okunma sayısı (7.75k)
Geçen bölüm istediğim vote ve yorum sayısı geçilmişti. Artık yapmayacağım sınır ama lütfen bir önceki bölüm gibi sevindirin beni.
Bu bölümü sevgili okuyucum olan 12aaac arkadaşımıza hediye ve ithaf ediyorum. Kendisi her bölüm bana motive edici yorumlarla destek oluyor teşekkürler ♥️
Bölümün içinde bir karakterin ismi geçecek. Bu karakter yeni biri ama devamlı olmayacak Dalgakıranda Başka bir hikayemin daha yayınlanmayan başrolü kendisi. Bilenler ve anlayanlar haber etsin 🤭
Çok uzatmadan iyi okumalar, bol yorum ve beğeniler dilerim.
Bölüm şarkısı: Harun Kolçak ve Gülçin Ergül - Ağlat beni
GÜLCE.
Bazı kalpler çok yaralıydı, en iyi merhemin nerede olduğuysa yaranın kendisinde saklıydı.
Kimsenin bilmediği, en derinlerine gömdüğün gerçeklerin yüze çıkarken nasıl can yaktığını en çok o acının içinde olanlar bilirdi.
Belkide bu yüzden en büyük mezarlıklar kalbimizdeydi.
Mezarların başına diktiğimiz katı kurallı düşüncelerimiz belki izin vermiyordu ama bazı kalpler mezarlık olmayacak kadar gül bahçesiydi.
En çok kırılan da sırf o kalplerdi.
Kırılmaktan,savrulmaktan yıpranmaktan bithap düşmüştü onun kalbi.
Üzerine yüklenen yüklerin altında değilde, ayaklarına batan kalp kırıklıkları yakıyordu en çok canını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DALGAKIRAN
ChickLitKüçük bir serçenin kalbi var bende. Ne kışta sıcak bir yere göçmeye cesaretim, ne de kendi menzilimi terkedecek sadakatsizliğim vardı. Yorgun düşmüş, yıpranmış kanatlarım vardı sadece. Onlarda sağa sola çarpmaktan yaralanmış. Ve bir son bahar sabahı...