3. Bölüm: İntihar

273 22 40
                                    

Öncelikle kitabıma şans veren okuyan herkese çok teşekkür ederim. Gerçekten bir kelime okumanız bile benim için çok değerli. Bir okuyucu kitlem yok fakat az da olsa okuyanlarım var gördüğüm kadarıyla. Hepinize çok teşekkür ederim. Takip etmek isterseniz kitabın alıntılarını yayınlandığım hesabımı takip edebilirsiniz 🥰😍

@mylife.book3

Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar 🥰🌸

Çocukları ürkütülmüş bir dünyanın denizi mavi olsa ne yazar, olmasa ne..

Yaşamak, Cahit Zarifoğlu

Sıçrayarak uyandığımda, odanın içi simsiyahtı. Lambayı yakarak kollarımı bacaklarıma doladım.

Tam sekiz yıl olmuştu, koskaca sekiz uzun yıl fakat geçmemişti. Sanki o an... O an yaşadığım her duygu içimde kalmıştı gitmemişti kurtulamamıştım.

Sallanarak ağlamaya başlamıştım.

Ne kadar da acınası demi? Bir insanın zevkleri uğruna çocukluğun gidiyor, sekiz yılın harap oluyor... Kulaklarımda kahkaha sesleri hâlâ yankılanırken ellerimi kulaklarıma kapattım.

"Hayır! Hayır, seni duymak istemiyorum!"

Benliğimi ele geçiren korku tüm bedenime saniye saniye yayılıyordu. Ve ben çaresizce, hayatımın her noktasında, bu korkunun geçmesini bekliyordum.

Daha ne kadar sürecekti bu kâbus daha önemlisi ise benim kaybettiğim yılın bedelini kim ödeyecekti? O mu? Benim sekiz yılım, sırf takım elbise giydi, beni tahrik etti gibi bir çok nedenle teselli bulur muydu?

Ellerim kulaklarımdan saçlarıma gitmişti yolmak istercesine çekiyordum.

Normal bir tecavüz davası iki yıl ila beş yıl arası bir cezaya mahkum ederdi. Cinsel organa zarar verilmiş ise on iki yıldan başlardı. Ne kadar saçmaydı değil mi? Birisinin hayatını ölene kadar karartıyorsunuz ve karşılığında sadece iki yıl veya on iki yılınızı alıyorlar? O da hakimin vicdanına bağlıydı, çoğu kez!

PEKİ BENİM HAYATIM BİR İNSANIN VİCDANİ KARARLARIYLA BELİRLENECEK KADAR DEĞERSİZ MİYDİ?!

Peki neden ben?..

"NEDEN?! NEDEN BEN? NE YAPTIM BEN SANA?!" Sesim odanın duvarlarını delip geçiyordu. İçimdeki acılar bu akşam kimseyi uyutmayacaktı.

Benim hayatımı dolaylı yoldan da olsa elimden alan kimsenin vicdanı rahat olamazdı, olmamalıydı!

Kendi sesimi, ne dediğimi nerde olduğumu unutmuştu zihnim. Dünyadan uzaklaşmış, acılarını gömdüğü yerden "Bakın bu sizin eseriniz!" Derecesine çıkarmıştı.

Fakat yine susturulacaktı ve buna bir iğne yeterli olacaktı. İşte birilerini susturmak bazen bu kadar da kolaydı.

Sonrasında...

Nerdeyim bilmiyorum, bedenim yorgun, zihnim dağınık.

Hayatımın akışında kaybolmuşum.

Bergüzar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin