Keyifli okumalar.
İnstagram hakugu🌃
Barbaros yemeğini yedikten sonra televizyon izlemeye başladı. Tabii bu izlemekten ziyade dinlemekti ama olsun. Ben de Amerikan tarzı tezgahın sandalyesine oturmuş uzaktan da olsa televizyona bakıyordum. Televizyonun sesi yüksek olduğu için beni duymayacağını bildiğimden tezgahtaki muzlardan üçünü yanıma almış yemeye başlamıştım.
"Balkanlar'dan gelen soğuk havanın etkisi ile..."
İkinci muzumu açacakken dış kapının açılma sesini duydum. Ben kapıya daha yakın olduğum için duymuştum ama Barbaros hem uzak olduğu için hem de televizyonun hemen önünde olduğu için duymamıştı. Hemen yerimden kalkıp tezgahın altına geçtim. Tezgahın altına saklanmıştım ama muz kabuklarını unuttuğumu anlayınca hızla ayağa kalkıp onları da alıp yeniden çöktüm. Tezgahın delikli bölümünden kapı tarafına bakarken gelen kişinin kim olduğunu görmeye çalışıyordum. Hem Beyza hem Tan işte olmalıydı. Bu durumda Ela mı geldi ki okuldan?
Lakin gelen kişi bu üçünden biri değildi. Gelen kişi benim tanımadığım üstelik bence Barbaros'un da tanımadığı biriydi.
Kar maskeli, deri eldivenli, yüzünü göremediğim bir adam sessizce içeri girdiğinde nefesimi tuttum. Aynı sessizlikte kapıyı kapattı ve yürümeye başladı. İçeride kimin olduğunu bilircesine sessiz ama cesurca ilerliyordu. Tam beklediği gibi Barbaros'u görünce durdu ve uzun süre baktı. Sonra belinden çıkardığı falçatayı ona doğru tuttu ve havada belli belirsiz çarpı işareti çizip sonra da kendi boynuna dayadı. Sanki kesermiş gibi bir çizgi çektiğinde korkuyordum. Çığlık atıp Barbaros'u uyarsam, hapse girerim. Bir şey demesem gözümün önünde bir cinayet işlenecek. Gerginlikten olduğum yerde bayılacaktım. Adam falçatayı yeniden beline koyduktan sonra sanki bir manyak gibi başını çok az sağa doğru eğip Barbaros'un arkasından bakmaya devam etti. Sonra ne olduysa tezgaha döndü, tam benim olduğum yöne. Yemin ediyorum akıtma etmeme ramak kalmıştı. Görünmediğimi bile bile kalbim sıkıştı. Nefesim kesildi ve gözlerimi açık tutmaktan göz yaşlarım yanaklarıma doğru süzüldü. Hayır ağlamıyorum sadece gözüm kanıyor gibi göz yaşı akıyor. Korkunun en şiddetlisi de bu olsa gerek.
Manyak adam uzun bir süre ayakta Barbaros'u seyrettikten sonra merdivenlere doğru yürümeye başladı.
Aslında içimden bir ses, yani makul olan, olduğum yerde durup, adam tamamen yukarı çıktıktan sonra bu lanet evden çıkıp gitmemi söylüyordu. Ama yapamadım. O adamın yukarıda ne yaptığını bilmeden yerimde duramadım. Beni göremeyeceği belli bir aralık için bir süre bekleyip ben de onun peşinden merdivenlere yürüdüm. Yavaş adımlarla çıkıp adamı takip ederken o üçüncü kata çıktı. Yürüdü ve Tan ile Beyza'nın yatak odasına girdi. Orada ne yaptığını görmek için beklemem gerekiyordu. Köşedeki çıkıntının içine girip beklemeye başladım. Çok geçmedi beş dakika sonra geri geldi. İki elinde de Beyza'nın iç çamaşırları vardı. Anlamlandıramadığım görüntü ile yüzümü buruşturduğumda adam merdivenlere doğru yürüdü ben de onun peşinden inmeye başladım. Yakalanmamak için çok dikkatli davranıyordum. Adam iç çamaşırları ikinci katın banyosuna bıraktıktan sonra Ela'nın odasına girdi. Ne yaptığına dair hiçbir fikrim yoktu ama izlemeye de devam ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATTA KALMA SANATI
Mystery / ThrillerHuzurla yaşadığın evinde yalnız mısın gerçekten? Hiç tanımadığın ve sokakta gördüğünde yüzünü çevirdiğin biri ile paylaşmak ister misin? Peki ya onu sevmeye ne dersin? Bu, evsizlerin değil, bunu sanata dönüştüren köstebeklerin hikayesi... ❥ h.k...