o n b e ş i n c i ❥

561 137 208
                                    

🌃

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




🌃


Gece olup da tüm herkes uykuya çekildiğinde evin içinde iki kişi ayaktaydı. Birbirinden habersiz, birbirine bağımlı, birbiri için yaratılmış, birbirine muhalif, birbiri adına var olan, birbirinden nefret eden...

Bu iki kişi için apayrı hikâyeler yazılmıştı. İkisinin bir yerinde dokunuyordu hikâyeleri birbirine. Hayatlarının bir bölümünde buluşmuşlar ve devamında ne olacağını bilmeden karışmışlardı.

Bu şekilde masal gibi anlatmama bakmayın, benim gibi biri için Barbaros gibi biri ile tanışmak milyonda bir karşılaşılacak astronomik bir durumdur. Daha önce yaşadığım evlerin hiçbirinde insanlarla karşılaşmaz, karşılaşsak bile onları tanıyacak kadar vakit geçirmezdim. Bu evde kalışımın üstünden çoktan bir hafta geçmişti ve Aslan muhtemelen yeni buluşma için beni bekliyordu ancak benim gitmeye pek niyetim yoktu. Buradaki entrika son bulana dek ya da darağacım benim için hazırlanana dek kalmayı planlıyordum.

Saatler geçtiğinde ne ben ne Barbaros odamıza çıkmamıştık. Hoş benim bir odam yok ancak yine de odacığıma çıkmamıştım işte. Hem ses olmasın diye hem de Barbaros'u biraz daha yakından tanımak için olduğum yerde kaldım. İkimiz de karnımızı doyurduğumuz için batan güneşten sonra dinlenmek için bir yerlere çekilmiştik.

Barbaros yere uzanıp televizyonun altındaki şömineyi yakmış önündeki yerde yatıyordu. Ben de üçlü koltuğa uzanmış tavanı seyrediyordum. Ateşin odunları sarmalayan çıtırtısından başka ses yoktu evde. Nefes seslerimiz bile ulaşmıyordu birbirine. Buna cesaret edecek kadar ileri gitmem yanlıştı belki ancak bu gece bir insan ile birlikte uyumak istemiştim. Tek başıma olduğum onca seneden sonra ilk kez kendime yakın birini bulmuştum. Yakın diyorum fakat dışarıdan gören biri bize benzetecek tek bir şey bile bulamaz. Sadece bir noktada zavallıyız. Farklı şekillerde de olsa ikimiz de hayatta kalmak için mücadele ediyoruz.

Barbaros, en az benim kadar yalnız, en az benim kadar dertli ve en az benim kadar kimsesiz. Belki ailesi var ancak onun yalnızlığı benimkinden daha beter. Onun yerinde olsam belki kendimi daha kötü hissederim. En azından benim hiçkimsem yok ve bundan dolayı bir beklenti içinde değilim.

Tavandaki gözlemi alıp ona çevirdiğimde gözleri kapalı yattığını gördüm. Yukarı çıkıp bir sweat giydikten sonra saçlarını dağınık bırakıp öylece serilmişti yere. Neden burada yatıyordu hiçbir fikrim yok ancak odası sanırım tehlikeli gelmişti. O adam... Madem Barbaros'a düşman, Beyza ayarlamış olamaz. O halde kim ayarladı? Barbaros'u sevmeyen kim olabilir?

Tabii ya!

Gözümün önünde bir ampül parladığında gözlerimi açtım. Beyza'nın sevgilisi tabii ki. Ona sürekli Barbaros'tan bahsettiyse o da düşman kesilmiştir. Evet evet, kesinlikle o. Başımı iki yana sallarken ona acıyordum. Zavallı hem göremiyor hem de etrafı yılanlarla çevrili.

HAYATTA KALMA SANATIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin