Kemanın sesini incelten şey piyano üstünde dolaşan narin parmaklar olmadığı içindir. Sızı ne kadar incelirse ses o kadar tiz bir hâl alır. İnleyen bir keman sesi üstünde onu çiziklere ayıran telinden kaynaklanır. Yaşamda da bu böyledir. Baskı derinleştikçe acı da incelir.Bu yaşıma dek daha kaba felaketlerle hemhal olduğum için karşılığı da bir o kadar kabaydı. Ertesi gün veya birkaç hafta sonra yeniden kendime geliyordum. Lakin şu an için bu yara öylesine derinlerime işliyordu ki tıpkı bir keman gibi sızı ile kalmıştı vücudum. Kalbimden yayılan acı tüm hücrelerime ulaştığında elimde duran çatalı yavaşça masaya bıraktım.
"Çok daha önceden tanıyordun bizi... Öyle değil mi? Şimdi de iyi biri gibi görünüp benim yanıma yaklaşıyorsun. Ağzımdan laf alıp bir sonraki planları için hazırlık yapmalarına izin vereceksin. Öyle değil mi?"
Yanlış anlaşılmıştım. Yanlış anlaşılmaya o kadar müsait biriydim ki bundan dolayı bir şaşkınlık içinde değildim aslında. Benim doğru olduğumu gösteren herhangi bir işaret yoktu ve Barbaros tüm bu anlattıklarımdan dolayı hakkımda böyle düşünmekte bir şekilde haklıydı.
"Barbaros bak ben..."
"Sen ne Hayat? Hangi insan başkalarının evinde öyle kuytu köşelerde saklanarak yaşar ki? Başından beri bunun planın bir parçası olduğunu anlamam gerekirdi. Öyle usta oyuncularınızı ki bir an için vicdanım rahatsız oldu da seni..." Devam edemeyecek gibi olduğunda gözlerini çevirdi. Eli titriyordu ve elindeki çatalı olanla gücüyle de sıkıyordu.
"Oyun oynadığımız yok. Biz diye bir şey bile yok. Ben sadece..."
"Yeter!" Eliyle çarptığı içecek dolu bardak karşıya çarpıp yüzlerce parçaya ayrıldığında korku ile çığlık attım.
"Bilmiyorsun. Onlardan ne çektiğimi hiç ama hiç bilmiyorsun. Sen bu işi sadece para için yapıyor olabilirsin veya eğleniyor da olabilirsin ama onlar benim tüm hayatıma mal oldular. Beni öldürmeye çalıştılar, beni olmadığım biri gibi gösterdiler ve olduğun kişiden uzaklaştırdılar. Bir insan annesiz ve babasız büyüyebilir. Ama ona düşman olan bir aile ile başa çıkamaz anlıyor musun? Senin için hiçbir şey ifade etmeyen benim hayatım..." Gözleri dolup çenesi kasıldığında kendim hakkında nasıl güven sağlayacağımı bilmiyordum. Gözü dönmüştü adeta. Gerçekte de onlardan nefret ettiğini biliyordum ama ben onlardan değildim ki.
"Ben kimseden değilim. Yemin ederim. Tek başımayım. Sana anlattığım her şey doğru. Ben hayatta kalmak için başkalarının evlerinde yaşamaya mecburum. Hatta benim gibi olanlar da var. Arkadaşlarım var."
"O gün bileklerimi kestiğim zaman da anlattın mı her şeyi sevgili Tan beyine?" Söylediğim hiçbir şeyi işitmemiş gibi bambaşka bir yerden açtı konuyu. "Beyza ondan önce bana aşıkken bile ondan nefret ettiğime inanmayan sevgili Tan beyin kafayı sadece kendiyle bozmuş durumda."
Abisi hakkında bu şekilde kötü düşünmesine üzülmüştüm. Tan öyle kötü biri değildi.
"Tan hakkında bu şekilde konuşman doğru değil. O kötü biri değil."
"Ba-na onu savunma!" Tüm gücü ile bağırıp iki yumruğunu birden masaya vurduğunda ayağa kalktım.
"Sen..." O da ayağa kalkıp dişleri arasından işaret parmağını bana doğru tutarak devam etti. "Beyza'nın dediği gibi ona aşıksın değil mi? Beraber yemek yemeniz, onun sana iyi davranması ve bilmediğimiz birçok şey. Tan'a aşık olduğun için onun adına çalışıyorsun. Hatta aşık bile değilsin parası için ona metreslik yapıyorsun..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATTA KALMA SANATI
Misteri / ThrillerHuzurla yaşadığın evinde yalnız mısın gerçekten? Hiç tanımadığın ve sokakta gördüğünde yüzünü çevirdiğin biri ile paylaşmak ister misin? Peki ya onu sevmeye ne dersin? Bu, evsizlerin değil, bunu sanata dönüştüren köstebeklerin hikayesi... ❥ h.k...