o t u z b e ş i n c i ❥

880 117 220
                                    

Ateşin içinde yanmamak için duran bir kağıt parçasıyım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ateşin içinde yanmamak için duran bir kağıt parçasıyım. Çepeçevre sarıldı her yanım alevler tarafından. Yine de bir sonraki hayatım için belge kalsın istiyorum. Hikayem ibret olsun ve yazılıp okunsun diye umuyorum. Böylesi bir alev içinde ömrüm boyunca kor olduktan sonra ve bu cehennemin sadece bana ait olduğunu düşündükten sonra ilk defa karşımda daha büyük bir cehennemle karşılaşıyorum. Onun ateşi daha çok ve daha hızlı yanıyor. Üstelik benim kadar yarına kalma düşüncesi de yok sanki. Bir an önce yok olmak istiyor gibi. Ne bakışlarında ne yüzünde geleceğin parıltısı yok. İlk defa kendimden daha aciz birini görüyorum. Aç kalmak daha ulu bir şey gibi geldi o an için.

Barbaros'un bakışları gözlerimde gezinirken olduğum yerde bekledim ve o gelmeye başladı. Attığı her adımda taşıyamaz olduğu başı biraz daha aşağı inerken, yağmurun ıslaklığı ikimizin de alevine kor atıyordu sanki. Ateşimizi hiçbir su söndüremezdi bu evrende. Lakin daha büyük bir ateş belki yardımcı olurdu.

"Hazırsan seni bırakayım."

Yanıma gelip geçmek üzereyken söylemişti bunu. Hazır ve ıslaktım. Saçım ve makyajım da nasibini almıştı. Yüzüm karışık boya içindeyken arkamı dönüp ona baktım.

"Hayır."

Henüz iki adım atmıştı ki durup yavaşça bana döndü.

"Henüz değil."

Kaşlarını çatarak ne demek istediğimi anlamaya çalıştı. Diktiği saçlarından akan su her bir telini başına yapıştırırken böyle bir zavallılığı tanıyordum. Sanki bana ayna tutulmuş gibiydi.

"Makyajını tamamlayacaksan beklerim. Ya da yedek kıyafet lazımsa..."

"Yemeğimiz bitmedi."

Sözünü yarıda kesip bana baktı. Asla tahmin edemeyeceği bir yerden açmıştım konuyu. Böyle bir şeyi eminim ki hiç beklemiyordu. Aç olmadığımı bu yüzden istemediğimi de biliyordu.

"Bu yaşıma kadar çok fazla hakir görüldüm. Belki dünyada hiçbir yere sığdırılamadım bile ama asla benim olandan vazgeçmedim."

Sözlerim onda bir yerlere dokunmuş olacak ki tüm bedenini bana dönerek baktı. Elleri iki yanına yumruk olmuştu. Üşümek ve yukarıdakilere sinir olmak arasında bir sıkışmışlık vardı.

"O sandalye sana ait. Onların ne söylediği ve ne yapmak istediği önemli değil. Pamuklara sarmayacaklar. Asla. Ama o sandalye senin. Ve bırakıp gidersen arkandan üzülmeyecekler. Sadece oraya oturacak başka birini bulmak için çabalayacaklar."

Dişlerini sıkınca çenesinin kasıldığını net bir şekilde görebiliyordum.

"Gidelim ve o salyangozu yiyelim."

"Istakozu."

"Evet, onu."

Gayet ciddiydim. O da ciddiydi.

HAYATTA KALMA SANATIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin