"Rehin"

2.6K 363 139
                                    

*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*

"Ne demek bir todu rehin aldık?" diye sesinin tonunu yükselten yapımcı, sinirle kaşlarını çattı. Böyle bir şeyin yapılmış olması, bütün sinirlerini en üst safhaya çekmişti.

"Bay Jeon belki taş ile ilgili bir şey biliyordur diye bizde rehin alalım dedik." diye yanıt verdi Lisa, patronun sinirli yüz ifadesinden çekinerek. Doğru yaptığını düşünüyordu, yani bencede mantıklı bir şey yapmıştı ama neden patronu böyle sinirli bakıyordu ki?

"Bırak beni aptal insan bozuntusu!" diye tıslayan sesle bakışlarını Lisa'dan çekip, diğer todlara benzemeyen ve doğruyu söylemek gerekirse güzel olan ölü bedene çevirdi. Ve anında kaşlarını merakla çattı.

Diğer todlar gibi görünmüyordu?

"Bana bak insan eğer beni şimdi bırakmazsan, bağırsaklarını eline veririm!" dedi dişlerini gösterircesine konuştuğunda. Siyah damarları kül teninde belirginleşiyor, sönük gri irisleri öfkeyle kendisinde geziyordu. 

"Kimsin sen?" diyip bir kaç adım attı Jungkook, kül tenliye. Diğerlerinin aksine korkutucu görünmüyordu. Buruşmuş, ve kemikleşmiş bir vücudu yoktu. Sadece kül teni, kül tenine işlenmiş siyah damarları ve grileşmiş irisleri vardı. Ve bu yüz bir yerden tanıdık geliyordu.

"Kim olduğumu gerçekten öğrenmek istiyorsan, beni rehin olarak tutmaya devam et İnsan! Ama seni baştan uyarayım, benim kim olduğumu öğrendiğinde bu duruma pek sevinemeyeceksin. Belki de bizden bir farkın olmayacak "  diyip ürkütücü bir kahkaha attığında, Yapımcı irkilemeden edemedi. Sözleri bir yana gülüşü bile tüylerini diken diken ediyordu.

"Yürüyün , daha fazla ormanda duramayız özellikle de bir todla" diyip karşısında kendine hala piç bir sırıtma ile bakan kül tenliye göz devirip yürümeye devam etti Yapımcı.

Garip bir gün geçiriyordu...

*

"Ne demek Suho yok?" derken sinirden uzun dalgalı saçlarını yolmak adına, sıkı bir şekilde asıldı genç yapımcı. Elleri ayakları titriyor, göğsüne oturan ağırlıkla, ne yapacağını şaşırıyordu. Bir bu eksikti diyip duruyordu kendi kendine.

"Jungkook sakin ol" dedi Jimin arkadaşının omzuna elini yerleştirirken, Jungkook ise hızla arkadaşının elinden kurtulup, ona sırtını dönercesine yürüdü.

"Jimin nasıl sakin olayım? Siz benim sorumluluğumdasınız, başınıza bir şey gelecek diye ödüm kopuyor benim burada ve siz Suho'nun kayıp olduğunu söylüyorsunuz. Kafayı yiyeceğim!" diyip dudakları üzerinde dilini gezdirdi genç adam. Sinir ve endişe yüzünden bütün düşünme yetkisini kaybetmişti. Yere çömelip saatlerce ağlamak istiyordu. Gerçekten çok yorulmuştu, sıcak yatağını evini özlemişti.

Island / TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin