"Kül Ten"

3.2K 397 175
                                    

*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*

İlerlediği dar koridorda, adımları tok bir yankı oluşturuyordu genç adamın. Karanlığın verdiği sessizliğe, arkadaşlarının soluk sesleri bulanıyor, rutubet kokan duvarlara şaşkınlıkla bakıyordu. Kendi aralarında gruplara bölünerek, hastane tarzı bu binayı keşfetmek kesinlikle onun fikri değildi. Ama neden burada, hastanenin ıssız koridorlarında elinde bir fenerle dolaşıyordu kendisi de bilmiyordu. Korku filminde gibi hissediyordu genç adam. Sanki buraya çekmek için değil de yaşamak için gelmiş gibiydi.

"Jungkook, biraz daha dolaşmak istediğine emin misin? Ben gerilmeye başladım." diyen sarı saçlı menajeri, titreyen göz bebekleriyle hastanenin kanlı duvarlarına bakıyordu. Ki artık kandan eseri yoktu. Uzun süredir bekleyen duvardaki kanlar, çökermiş, siyah rengine bürünmüştü. İşte bu durum daha çok geriyordu kendisini.

Burada neler olmuştu?

"Jimin sende Hoseok Hyung gibi ağlayarak kamp alanına dönebilirsin. Seni burada zorla tutmuyorum" diyip elindeki feneri koridorun duvarlarında gezdirmeye devam etti. Boyaları soyulan duvarların arasında, pençe izleri de yer alıyordu.

Vahşi bir hayvan saldırmış gibiydi sanki!

"Bay Jeon, sizce burada ne olmuş? Hastanenin böyle bir adada ne işi olabilir?" diyen iş arkadaşlarından birinin sesini duyduğunda, bakışlarını koridorun sonundan çekmedi. Ki artık koridordan da çıkmıştı. Bir odanın içinde bulmuştu kendini. Yatağın üzeri dağınık, tıbbi malzemeler bir daha kullanılmayacak kadar kirli ve kanlıydı. Yatağın üzerinde çürümüş bir et parçası gördüğüne bile emindi. İşte gördüğü o parçalar midesini bulandırmaya yetmişti. Hem çok kötü kokuyordu. Eğer biraz daha bu kokuya maruz kalırsa, bütün midesini buraya bırakabilirdi.

"Bu ada hakkında bir bilgim yok. Tanrım, neler olmuş burada böyle?" derken yere çömelmiş, çürümüş et parçasına bakmıştı. O  ete yaklaştıkça burnunun direği, midesi gibi sızlıyordu.

"En azından oda dekorasyonu yapmamıza gerek yok" dedi Jimin, gözlerini korkuyla odada gezdirirken. Hafiften gün ışığı vuran pencerenin camları, yerde paramparca bir haldeydi.

"Bu etler uzun süredir burada. Baksanıza çoktan kurumuş."

"Evet, duvardaki kanlı ellerden de anlaşılıyor. Çoktan simsiyaha boyanmış"

"Bay Jeon, burası çekim için mükemmel bir yer"

"Açıkçası burada bulunmamızın bir hata olduğunu düşünmeye başladım" dedi Jimin iş arkadaşlarının odayı çekim için mükemmel bir yer olduğunu söylerken. Kendisinin tüyleri diken diken olmuş ve oldukça gerilmişti. Ve biraz daha bu rutubet ve çürük kokusuna maruz kalırsa, sabah yediklerini buraya boşaltacaktı. Hastane ona oldukça basık ve havasız geliyordu.

Island / TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin