"Çiçeğin yıldızı"

2.6K 351 102
                                    

*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*

İnsan uğultuları, kelimelerden oluşuyordu. Meraklı sözcükler, tek tek dudaklardan aralanıyor, cevapsız kalan cümleler mavi irislerde takılı kalıyordu. Yutkundu genç yapımcı. Yakın arkadaşının aval aval bir ağaca bakmasına yutkundu. Sarı kabarık saçları, dağınıktı. Rüzgar sayesinde hafiften uçuşuyor, siyah damarların belli olduğu tenini okşuyordu. Toprağa sürtünen postaları, en yakınına ilerledi. Daha saatler öncesine yaşadığı kaybetme korkusu içinde hala bir ukte yaşatıyordu.

En yakın arkadaşının önünde, onun elini avuçları içerisine almış, diz çökerek ellerine ağlayan adamı fark etti. Siyah uzun saçları, aynı kendisi gibi dağınıktı. Kir ve kan bulunduran avuç içleri, sımsıkı sarmıştı yakın arkadaşının minik ellerini. Yanaklarında en temiz duygularını ifade eden gözyaşları, yüreğinde sevginin çiçeklendirdiği en nadide yumuşaklık vardı.

"Jimin" dedi zar zor araladığı dudaklarının arasından. İnce sesinin kadifeliği yoğun bir ağırlık taşıyordu. Özlem ve kaybetme korkusunun şekillendirdiği bu ses tonu, en yakının kulağına ilişti.

Kafasını sese doğru çevirdi sarı saçlara sahip olan ölü beden. Evet, evet artık o yaşayan değildi. Ölümün suyundan içmiş, nehrinde gözyaşlarını dökmüş bir bedendi sadece. Eski sıcaklığı yoktu artık. Tek sıcaklığı da sevdiği adamda hissediyordu. Şu an sıcacak avuçları içerisinde, üşümüyordu. Bir tek gözyaşları buzula dönüştürüyordu kendisini.

"Jungkook" dedi buz mavi irisleri en yakınını bulduğunda. Tanıdık sıcak hareler, içinde ki boşluğa maniler okumuştu.

Jungkook ise hızla arkadaşına doğru ilerleyip, kollarını cansız bedene doladı. Soğuk teni temas etti kendi sıcak tenine. Sımsıkı bir şekilde hapsetti, göğsüne. Minicik kalan vücudunu sarmaladı. Sonra bir hıçkırık bıraktı dudaklarının arasından. Kaybetme korkusuna bulanan o ukte dışarıya çıkmak istedi. En yakın arkadaşını daha çok sarmaladı. Yüreğinde ki ağırlığa bir hafiflik gelmiş gibiydi sanki.

"Jungkook" diyip kendi kollarını doladı en yakınına soğuk beden. İçindeki soğukluğu bitirmek, sıcaklığa sığınmak istedi.

"İyi misin güzelim?" diyip sarı saçlarını okşadı Jungkook. Eline gelen yumuşak dokuyu daha çok sarmaladı.

"İyi miyim bilmiyorum Jungkook" diyip bir hıçkırık bıraktı içli içli. Dediği gibiydi, kendi vücudu hakkında hiçbir sey hissedemiyordu.

"Garip şeyler duyuyor, garip şeyler hissediyorum jungkook, korkuyorum" dedi arkadaşına daha çok sığınırken. İçinde ki bu anlamsızlığı tarif edemiyordu. Dediği gibi garipti. Bütün ada damarlarındaydı sanki. Yerde toprağın üzerinde tin  yürüyen karıncayı bile hissediyordu. Rüzgarın ağaçların yapraklarına nasıl değdiğini, denizin kıyıya vuruşunu , hepsini hissediyordu. Hemde damarlarında...

Island / TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin