*
İki yumuşak doku birbirini her ezdiğinde, genç adamın hissettiği soğukluk içini ürpertiyordu. Diline dolanan dil, dudaklarını hapseden dudaklar, aklını başından alıyordu. Ağır şekilde emilip, ıslaklık bulaşan dudakları, soğukluğa ev sahipliği yapmıştı. Dizlerinin bağı , çözülüyor, düşmemek için ölü bedenin boynuna sarılıyordu.
Bilincini kaybetmiş gibi hissediyordu...
Parmak ucunda duran bedeni yorulmuştu, fakat bu umrunda değildi. Ona destek olacak geniş omuzlar, soğuk dudaklar vardı. Ritim ritim işlenen ıslaklıkla ayakta kalmaya çalışıyordu. Oysa ki bunun verdiği yoğunluk, bilincini kapattıracaktı.
Ölü beden ise sımsıkı sardığı beli bir an olsun bile bırakmıyordu. Sıcaklığı daha fazla kendine çekmek istiyor, bir mıknatıs gibi çekildiği dudakları daha iyi tatmak istiyordu. Yıllardır, diyordu kendine, yıllardır tek eksik şey oymuş.
Yalnızlıkla şiirler büyütmüş ölü bir adamın, tek eksikliği bir Jeon Jungkook'muş.
Yıllarını araştırmalarına vermiş, bilim adına bir şeyler yapmak istemişti. Bu yüzden hayatını, aşk kavramından oldukça uzaklaştırmıştı adayı yaşayan adam. Çünkü bir bilim insanı başka bir şey ile meşgul olmamalıydı. Buna zamanları bile yoktu. Onun evi laboratuvardı. Şimdi ise bu ıssız, ölü bedenler ile oluşan Redblue adasında, evinin bir insanın dudakları arasında olacağını tahmin etmemişti. Özellikle kendisi bir ölüyken...
Korkutuyordu, onu korkutmak korkutuyordu adayı yaşayan adamı. Karşısında ki insanın oldukça zeki olduğunun farkındaydı. Her şeyi bir hafta içerisinde çözmüştü. Kendisinin bir suçu olmadığını biliyordu, Todlarını yönetemediğini biliyordu. En önemlisi de kendisini biliyordu. Bu ölü beden için büyük bir nimetti. Anlaşılma kavramını uzun süre önce hayatından çıkarmıştı çünkü.
Sıcak alt dudağı, kendi dudakları arasına almış, yavaş bir şekilde emmişti. Sıvımsı salgısı, kendi ağız içersine geçtiğinde, genç adamın belini daha fazla sıkmış, kendi göğsüyle birleştirmişti Jungkook'un göğsünü. Hafiften esen kış rüzgarı, kendi kıvırcık saçlarıyla beraber, genç adamın da uzun saçlarını uçuruyor, yanaklarına tutamların yapışmasına neden oluyordu.
Nefes almak adına, birbirinden ayrılan dudaklar, aralarına bir rüzgarlık mesafe bırakmamıştı. Filtruma değen solukları ile birlikte karınları sürekli inip şişiyordu. İkisi de birbirinden sarhoştu, fakat kanlarında alkol yoktu.
Adayı yaşayan adam, genç adamın dudaklarını dudaklarına sürterek, dudaklarını genç adamın kapalı göz kapaklarına getirdi. Dolgun yumuşak dokusunu, genç adamın göz kapaklarına teker teker bastırıp, Jungkook'un bu yoğunluk yüzünden, titremesine neden oldu. İçi gidiyordu genç adamın. Soğukluğun her kendine temasında, elektrikli bir akım gibi yayılıyordu bedeninde. Bu kadar etkilenmesi normal miydi bilmiyordu ama, içi öyle hoş oluyordu ki sürekli bu hissi tatmak için her şeyi yapabilirdi. Bedeninin, ölü bir adamın soğuk dokunuşlarına ihtiyacı vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Island / Taekook
Mystery / ThrillerBir Yapımcı olan Jeon Jungkook yeni korku dizisini lanetli bir adada çekmek ister. İş arkadaşlarını Tod'larına yem eden, adayı yaşayan adamın varlığından habersiz... "Ben iyi bir ölü değilim, İnsan" "Sen iyi bir ölüsün Taehyung" Taekook / Gerilim #1...