*
Rüzgar iki tenin arasında ahenkle dans ediyor, çekirgelerin şarkıları bir türkü edasıyla notalanıyordu. Birbirine susayan dudaklar ise, bir baskınlık içeresindeydi.
Adayı yaşayan adam, genç adamın sıcaklığıyla sarhoş olmuştu. İçinde ki buzullar erimiş, bir yaz güneşi gibi kavurmuştu tenini. Bir türlü doyamıyordu ufak hoşlandığı yıldız çocuğunun dudaklarına...
Çevrede ki iş arkadaşları ise şaşkınlıkla araladıkları dudaklarıyla ikiliye bakıyor, aralarında ki cinsel çekimin altında gözlerini irileştiriyorlardı. Zaten üç beden ancak vardı, birbirinin dudaklarına karışan ikilinin çevresinde.
Hoseok, Jimin ve Yoongi.
İkili ise farkında değildi, arkadaşlarının kendilerini izlediklerinden. Onlar birbirlerinin dudaklarında sarhoş olmakla meşguldü. Hatta adayı yaşayan adam, yapımcının ağzına soğuk dilini sokmuştu. Jungkook ise o soğuk dile kendi sıcak darbelerini atıyordu.
"YAĞH!" diye bağıran Hoseok ile hızla birbirinden ayrılan ikili soluk soluğaydı. Jungkook sıcak ve nemli nefeslerini bir buhar misali dışarıya veriyor, az önce öptüğü dudaklarda gözlerini gezdiriyordu. Sonra sanki çok leziz bir yemek yemiş gibi dilini dudaklarında gezdirip, hafifçe genleştirdi.
"Sevişecekseniz gidin başka yerde sevişin! Gözümüzün önünde yapmayın bari! Canım çekiyor sonra!" diyen Hoseok ile utangaç bir kıkırtı salan yapımcı, gözlerini yere düşürdü. Utanmıştı, ama hala onunla öpüşmek istiyordu. Soğukluğuna ev sahipliği yapmayı sevmişti.
"Hoseok utandırıyorsun onları" diye azarlarcasına konuştu görüntü yönetmeni. Ama dudaklarında alaycıl bir gülümseme vardı.
"Kookie çadıra gidin ben bu gece Yoongi'de kalacağım" diyen Jimin ile Jungkook yerde bulduğu taşı hızla arkadaşına doğru attı. Çok utanmıştı, gerçekten, gerçekten çok utanmıştı. Karşısında ki ölü bedenin yüzüne bile bakamıyordu. Arkadaşları niye böyleydi ki? Kulaklarının kızardığına emindi.
Jimin ise arkadaşının attığı taşla güçlü bir kahkaha attı. Artık bunun dalgasını kırk yıl geçeceğini düşünüyordu.
Jungkook, daha fazla bu muameleye katlanmak istemediği için, elini soğuk eklemli ellere uzatıp, parmaklarını, parmaklarına kitledi. Ve ölü bedenin nefesini tutmasına neden oldu. Adayı yaşayan adam heyecanlanmıştı. Avuç içinde ki sıcak eller, ölü kalbine büyük bir teklemeye neden oluyordu. Liseli aşıklar gibi hissediyordu kendini. Bu yeni hisler, cansız bedeni için çok fazlaydı.
Bir ölüydü ama onun sıcaklığı ile yaşadığını hissediyordu.
Oturdukları çam ağacının altından kalkıp, hızla ilerlemeye başladı Jungkook. Tabi parmaklarının arasında olan soğuk parmaklarla birlikte. Arkasında ki ölü bedenin elini sımsıkı bir şekilde sarıyordu kendi eli. Karnında kelebekler, utanç duygusu kulaklarında geziyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Island / Taekook
Mystery / ThrillerBir Yapımcı olan Jeon Jungkook yeni korku dizisini lanetli bir adada çekmek ister. İş arkadaşlarını Tod'larına yem eden, adayı yaşayan adamın varlığından habersiz... "Ben iyi bir ölü değilim, İnsan" "Sen iyi bir ölüsün Taehyung" Taekook / Gerilim #1...