*
İki Hafta...
Dizi ekibinin buraya gelmesinin ardından koskoca iki hafta geçmişti. Ve bu iki hafta boyunca yaşadıkları şeyler, inanılacak şeyler değildi. Tüyler ürperten olaylar art arda vurmuş, korkunç yaratıkların dişlerinden kaçmak için günleri eksiltmişlerdi. Zaman kavramı birbirine girmişti. Uykusuz geçen günler, korkuyla kapanmayan gözler ise birdi.Genç yapımcı Jong-suk'un dediği şey ile kalakalmıştı. Bir umut ışığı göz fenerlerinde gezinmiş, içinde dolaşan sevinç nidaları, soluklarından firar etmişti. Artık bu adadan kurtulabilirlerdi, bu sinyal ile şehirde ki ekip arkadaşlarına ulaşıp, buradan tamamen kurtulabilirlerdi.
"Bu sinyali nasıl kullanacağız?" dedi içinde ki heyecanı bastırarak. Bir an önce gitmek istiyordu bu adadan.
"Bay Jeon bu sinyali kullanmamız için bir sistem oluşturmam gerekiyor. Parçalanan ekipmanlardan, bir şeyler ayarlamaya çalışacağım" dediğinde, rahat bir soluk bıraktı genç yapımcı. İçinde ki aydınlanma hissi, yüreğini ferahlatmıştı. Sonunda diyordu içinden, sonunda kurtulacağız.
"Seungmin'in yanına gitmeni istiyorum. O sana yardımcı olacaktır." diyip elini omzuna yerleştirdi Jungkook. Az önce ki bütün depresif moodu tamamen yok olmuştu. Şimdi yüreği çiçek açıyordu. Kurtulma hissi bütün bedenini ele geçirmişti.
"Tamam Bay Jeon" diyip onaylarcasına eğildiğinde, Jungkook'un yüzünde bir gülümseme vardı. İçinde ki umut ışıkları, yüzünü de çiçeklendirmişti.
"Jong-suk, ne zamana kadar sürer bu sinyal ekipmanını ayarlaman?" diye sorduğunda, Jong-suk başını hafifçe yukarıya kaldırıp, düşünür gibi yaptı.
"Bir kaç gün diye düşünüyorum. Çünkü bir çok ekipmanımız paramparça. Onları eski işlevine getirmek zor olacak" dediğinde, anladığını belli edercesine başını salladı genç yapımcı. Sonra Jong-suk ile vedalaşıp, adımlarını göle doğru attı.
"Jungkook" sesini duyduğunda, tanıdık ses tonu ile adımlarını durdurdu. Ve yüreğinde bir sıkışma hissi belirdi. Az önce ki çiçeklenme solmuş, yerine uçuşan kelebekler gelmişti.
Bedenini çevirdi. Gözleri direkt buzul hareler ile kesişmişti. Ama bu kez o hareler de hayal kırıklığı vardı. İfadesiz değildi, nerdeyse ağlamak üzerinde olan küçük bir çocuk yüzü gibiydi yüzü. İçi parçalandı Jungkook'un. Karşısında ki o soluk esmer tenin, kendisine bıraktığı ağırlık, yutkunduramadı.
"Gitmedin mi sen?" dedi sesinin tonunu sert tutmaya çalışırken. Ne kadar ona kırgın olsa da içi el vermiyordu. Ona karşı çok kırılgandı, bir sözüne bile hüngür hüngür ağlayabilirdi genç yapımcı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Island / Taekook
Mystery / ThrillerBir Yapımcı olan Jeon Jungkook yeni korku dizisini lanetli bir adada çekmek ister. İş arkadaşlarını Tod'larına yem eden, adayı yaşayan adamın varlığından habersiz... "Ben iyi bir ölü değilim, İnsan" "Sen iyi bir ölüsün Taehyung" Taekook / Gerilim #1...