Boğazımda acımsı bir tat vardı.Kıpırdayacak takatim yoktu.Parmaklarımı oynatmayı deniyordum o an bir şeyin farkına vardım.Ellerim arkamdan bağlanmıştı.Ayaklarımı oynatmayı denedim,onlarda bağlıydı.İçerisi boş bir hastaneye benziyordu.Yattığım yer klasik hasta odasıydı.Eski bir dolap ve eski bir hasta yatağı vardı.Neden buradaydım hiç bir anlam veremedim.Düşünmeye başladım.En son ormanda koşuyordum daha sonra yere yığıldım.Demek ki boynuma saplanan okun etkili bir zehri vardı.Kıpırdamaya çalıştım ama ne fayda ipler beni engelliyordu.Odaklanmaya çalıştım gücümle ipleri yakacaktım.Gözlerimi yumdum ve iplerin yandığını düşündüm.Fakat başarılı olamadım.Olamaz buda neydi böyle içerisi büyülüydü.Eski usul güçsüz bir büyü.Dakikada büyüyü bozdum.Bana saldıran salakların büyüden haberi yokmuş meğer ,çok mutlu oldum.Yine odaklandım ve tek hamlede ipleri yakıp kurtuldum.Birden sesler gelmeye başladı.Olamaz iplerin kokusu yangın alarmını çalıştırdı.Demek ki burasını sahiplenenler,burayı elden geçirmişti.Kapıyı açıp arkama bakmadan koşmaya başladım.Ben burayı biliyordum.Küçükken hep geldiğim hastaneydi.Hemen odaklanıp içerisi hatırlamaya çalıştım.Çıkışın tersine koşuyordum.Geri döndüm ve çıkışa koştum.Bana doğru koşan iki silahlı adam ateş etmeye başlayınca ,ellerimi kaldırıp iki hamlede onları ateşe verdim.Yanlarından koşarak geçerken ''Çok üzgünüm'' dedim.Üzgündüm ama onlar bana ateş ederken öylece bakamazdım.Koridoru döndüm inmem gereken daha iki kat vardı.Hızla koşarken gözleri daha önce hiç görmediğim bir renkte parlayan biri benim üzerime doğru geliyordu.Zümrüt yeşili korkutucu gözleri parlamaya devam ederken,dudaklarını kıpırdatıyordu.Güldüm.Karşımda ki salak beni ucuz numaralarıyla halt etmeye çalışıyordu.Hastaneye yaptığı büyü çok basitti.Anlaşılan güçsüzdü.Gözlerimi yumdum açtığımda grimsi bir renk alan gözlerimi görünce çok korktu ve büyüyü bıraktı.Elimi kaldırıp ''Namde rentum '' diyerek güçlü bir etkisiz hale getirme büyüsü yaptım.Yere yığıldı.Koşmaya devam ederken baştan aşağı siyah renge bürünmüş bir adam üzerime pembe renk,güzel kokulu bir avuç toz serpti.Şimdi bende yerdeydim.Üzerime doğru eğildi,kulağıma yaklaştı.''Benim bölgemde beni yenebileceğini mi sandın küçük selestit''.Anlaşılan bu babamın bahsettiği middlemist kamelya çiçeğiydi.Bu çiçekler özel güçleri olan bizler tarafından normal insanlardan saklanır.Dünyada sadece iki tane özel gücü olan insanda vardır.Onlarda bizlerle yakın ilişkileri olan kişilerdir.Biri Yeni Zelenda'da,diğeri ise Britanyada'dadır.
Beş dakika kadar felç olmuştum.Aklımdan büyü yapmaya çalışıyordum ama odaklanamıyordum.Yerde yatarken,gözlerim kapanmaya başladı.Gözlerim kapandığında kendimi yine en son gördüğüm rüyamda ki ormanda buldum.
Yine koşuyordum bu sefer üzerimde pembe renk elbise vardı.Ağaçların arasında bana seslenen birisini gördüm.Bu Selestit'ti.''Çok yavaşsın daha hızlı koş!''dedi ve o da koşmaya başladı.''Dur gitme sana ihtiyacım var ! ''diye bağırıyordum ama beni dinlemiyordu.En sonunda durdu.Burası bizim çiftliğin yanında ki denizdi ama ben ormanı tanıyamadım.Denizin yanında ki kayaları görünce anlamıştım.''Kendi güçlerini kullanama hale geldin.Bu kadar gücü sana boşuna vermedim.Kendine gel ve ayağa kalk.Dört elemente de sahipsin senin büyülü sözlere ihtiyacın yok.Sen ikinci Selestitsin.Ne istersen o olur.Sen büyülü sözlere ihtiyaç duymazsın,ihtiyacı olanlar için büyü yazarsın.Bu bıçağı al.Şimdi kalk ve Şefranları kendi ininde ölüme terk et.''dedi ve sıçrayarak uyandım.Elimde yine o altın saplı bıçak vardı.
Ayağa kalktım.Beni kilitledikleri odanın kapısını sadece bir bakışla kırdım.Hızla bana saldıranları aramaya başladım.Koridorda hızla ilerliyordum.Koridorun sonuna geldiğimde konuşma sesleri duydum,benim adım geçiyordu.Durdum ve dinlemeye başladım.''...kızın ne kadar güçlü olduğunu biliyorum.Bizi öldürmeye geldiği de çok ama onu öldürürsek ihtiyacımız olan bilgileri alamayız.Öyle yada böyle ölürüz.Yani anlayacağın şim...'' konuşmayı dinlerken,arkamdan yaklaşan biri olduğunun farkına varamadım.Başıma çok sert bir darbe aldım.Gözlerim yine karanlığa yenik düştü.Ne kadar ayık kalmak için mücadele versem de bayıldım.Kendimi yine bir rüyada buldum.Fakat bu rüyadan kurtulabilecek miydim ?
***
Hep beklenmedik zamanı kollar korku.Umudun bedeni terk edişini izler gizlice karşıdan ve sinsice yaklaşır yenik düşürmek için azmi.Azmin karşısında hem korkudan titrer hemde saldırmaya devam eder.Ne zaman ki beden her şeyin farkına varır , o zaman korku umudun yaklaştığını hisseder.İşte o zaman bedeni terk eder.
Korkularımızı bizden başka kimse yenemez.Her zaman umudumuz olmalı.Aynı zamanda da ona karşı bir parça güvenç.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefesimde Ki Ses
FantasyBazı insanlar hayatlarını saklanarak geçirirler fark edilmeden nefes nefese aslında senin hayatında öyle değil mi ? yani sende korkularından kaçarak yaşamıyor musun O zaman bu kitabın her satırını dikkatle oku çünkü hayat saklanarak geçmez. Bu kitap...