Yağmurda tek tek toprağa düşen su damlaları gibiydim.Düşerken,havada süzülürken her şey mükemmeldi.Fakat toprakla buluştuğum o an anlıyordum her şeyi,hayat yok yere,karşılıksız güzel şeyler vermiyordu kimseye.Muhakkak bir bedeli vardı.
"Sende kimsin,bırak benii!İmdattt!"Kurtulmaya çalışıyordum.Ama beni tutan adam fazlaca kuvvetliydi.Ağzımı tıkadığı elini ısırıp,başladım adamın beni evden çıkarıp sürüklediği yönün tersine doğru koşmaya.Bir yandan da avazım çıktığı kadar bağırıyordum."imdattt!".Sonunda sesimi duyup çıkmışlardı.Annem hemen bana sarıldı.Bir sürü ayak sesi ve bağrışmalar başlamıştı.Annem beni içeri sokup korkmamam gerektiğini,babamların o adamın işine bakacaklarını söyledi.
İçeri girdik.Annem çok korkmuştu sarım,elleri titriyordu.Bende korkmuştum.Bir sürü insanda olmayan harika güçlerimiz vardı.Bunlarla akla hayale sığmayan şeyler yapıyorduk.Ama bazı şeylerin yakınından bile geçmiyorduk.Güçlerimi öğrenmeden önce ki hayatımda en çok özledim şey huzurdu.
Babamlar içeri girdi.Hepsi gülüyordu.
Babam:Korkulacak hiç bir şey yok.Aç gözlü bi şefran senin zayıflığından faydalanmak istemiş.Sen hatırlamazsın bu seni küçükken de kaçırmıştı ama benim kızım kurtulmayı başarmıştı.
Sinem:Odalarımız çok yakın ama ben hiç ses duymadım.
Nehir:Horlama sesinden olmasın.
Sinem:Off saçmalama !
Arda:Susun ya kızın başına neler gelmiş siz horlama kavgası yapıyorsunuz.
Doruk:Unuttunuz mu ona çoktan bi çözüm bulduk.
Ben:Ne çözümü ?
Kıvanç:Selestit taşının gücü çok fazla.Gözlerin için annen,ben,baban,Kıvanç bütün gece büyü çalıştık.Yoksa sesini nasıl duyalım.
Mutluluktan olduğum yerden kalkıp ''Hadi deneyelim o zaman ne bekliyorsunuz '' diye yüksek sesle bağırınca herkes sustu.O an bana ne kadar acıdıkları hayalimde canlandı.Derin bi nefes aldım.''Bana öyle bakmayın''Annem sözü değiştirdi.
Annem:Taşı yukarı çıkarın.Bende titan arum toğumlarından yaptığım karışımı getireyim.
Titan arum(ceset çiçeği) çok pis kokan,dev bir bitkidir.Selestitlerin büyülerde olmazsa olmazıdır.Çok pis kokan ama çok etkili bir çiçektir.
Küçük çalışma odasının masasına pat diye taşı koydular.Taşın üzerine çenemi yerleştirdim.Annem karışımdan iki damla gözlerime,bir kaşıkta ağzıma verdi.Kokusu odayı kaplamıştı.Babamın çoraplarının kokusu bile daha güzeldi.
Bütün ev halkı etrafıma daire oluşturdu.Bir ağızdan sözlere başladılar '' tunrame kumdensens veşniun....''
Taşın sıcaklığı çenemi yakıyordu.Ateş gücümü kullanmaya çalıştım fakat taş başka büyüye izin vermiyordu.Selestit yine kulağıma fısıldadı''Beni şaşırtmaya devam ediyorsun,bundan da kurtulmayı başardın''.Gözlerimden yaşlar damlamaya başladı.Bulanık bulanık taşın parlaklığı belirmeye başladı.Taşa damlayan göz yaşlarımın buharlaştığını görüyordum.
Ben ''Görüyorum anne başardınız !'' dememe kalmadan Doruk gözlerimden öpmeye başladı.Kime baksam ağlıyordu.Bazen bizlerde mutlu olabiliyorduk demek ki,hatta mutluluktan ağlaya biliyorduk.Doruk elimden tuttu ''Gidiyoruz'' dedi ve kendimi arabada buldum.Kafam karışmıtı''nereye yaa,Doruk sen iyi misin ? Annemlere bir şey söylemeden nereye!''.
Doruk:Onların haberi var,eğer büyü işe yararsa seni bir yere götüreceğimi söylemiştim.
Ben:Nereye Doruk yaa lütfen söyler misin ?
Doruk:O zaman ne anlamı kalır ki.
Rüzgarın saç tellerimi uçurmasına,gözlerimin Doruğa yansıyan sokak lambalarıyla, parlayan yüzüne bakmasına izin verdim.Artık önemsemiyordum.Çünkü öğrenmiştim insan ne kadar bir şeyi önemserse o kadar kaybediyordu.
Herkese bir tavsiyem var.Önemsemeyin.İnsan bir kere genç oluyor ve bir kere dünyaya geliyor.Sizi seven her kimse ona sarılın ve bırakmayın.Güzellik gibi boş şeylerin peşini bırakın.Sizi seven en çirkin halinizi ve en kötü huylarınızı sevsin ve tabi sizde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefesimde Ki Ses
FantasyBazı insanlar hayatlarını saklanarak geçirirler fark edilmeden nefes nefese aslında senin hayatında öyle değil mi ? yani sende korkularından kaçarak yaşamıyor musun O zaman bu kitabın her satırını dikkatle oku çünkü hayat saklanarak geçmez. Bu kitap...