Son Rüya

20 4 3
                                    

Küçükken babama bir soru sormuştum.

''Aşk nedir baba ?''

''Sevdiğin kişi yüzünden,çektiğin acılardan mutluluk duymaktır kızım''diye cevaplamıştı.Belki haklıydı ama küçük bir yanlışlık yapıyordu.Aşk çekilen acının ta kendisiydi.Mutluluksa hiç yok denecek kadar azdı.Çünkü bu acıdann çok fedakarlık istiyordu.


Yine bir rüyanın içindeydim.Haykırıyordum fakat kimse beni duymuyordu.Korkuyordum.Her yer karanlıktı.Uzun süre koştum.Yine gücümü topladım ve''Kimse yok mu ?'' diye haykırdım.Bir kaç dakika sonra cevap gelmişti.''Bu sefer yok Beren çünkü kaybettin.Sana verilen onca güç aptallığın yüzünden boşa gitti.'' . Bu Selestitti. Söylediği sözler çok canımı yakmıştı.Karşılık vermeden duramadım.''Benim aptallığım yüzünden değil,sen sadece o kadar gücün varken yardım etmedin ! Bu senin suçun ! '' dedim ve birden rüyadan çıkıp ,uyandığımı hissettim.Kulağıma çok tiz bir ses geldi. ''Bu son şansın''.Çırpınmaya başladım birileri beni tutmuş,ağzımı açmış ve yutmam için sıvı renkli bir şey veriyorlardı.Bu zehirdi.Boğazıma ulaşır ulaşmaz yakarak mideme indi.Ne yapacaktım bilmiyordum.Tüm gücümü topladım ve bedenimin ısındığını hayal ettim,ateş gibi olduğunu.Beni tutan herkes bunu düşünmemden bir dakika kadar sonra beni bıraktı.Ayağa kalktım ve üstlerine yürüdüm.Korkup kaçtılar.İçerisini beni tuttukları için,yanan ellerinin,derisinin kokusu kaplamıştı.Zehir,gücüm aktifleştiği için etkisini yitirdi.


Koşar adımlarla binanın kirli,beton merdivenlerini indim.Çıkışa ulaşmıştım.Kapı ağzına kadar açıktı fakat bir terslik vardı.Dışarıdan içeri sisli bir hava doluyordu.Bunun yanı sıra çığlıklar işitiyordum.Yavaşça kapıya ilerledim.Ellerimi kaldırıp sanki biri bana saldıracakmış gibi pozisyon aldım.Kalbim korkudan sıkışıyordu.Sanki göğsümde kalbime yetecek yer yoktu.Nefesim titriyordu resmen.Ellerim az daha titremeye devam etseydi sanki göremeyecektim.Sisin havaya yükseldiğini hayal ettim.Bütün sis kalkmaya başlamıştı.Yerde bir şeyler belirmeye başladı.Bir sürü insan kanlar içinde yerde yatıyordu.


Çoğu çocuktu.Cesetlerin iç organları dışına çıkmış bir haldeydi.Genelinin yüzü pençe izleriyle doluydu.Dikkatli,yavaş ve olabildiğimce ses çıkarmadan aralarından ilerliyordum.Cesetler öyle çoktu ki yürünmüyordu.Ayağımı yaşlı bir kadın cesedinin elinin yanına bastım.Birden ayak bileğimi yakaladı.Sıkmaya başladı.Ağzından kanlar geliyordu.Başını kaldırıp ,gözlerime baktı.Bir şey söylemeye çalışıyordu.Ama kan kusmaktan söyleyemiyordu,''Hala vaktin varken,kaç!!''dedi ve kandan boğularak öldü.

Ne dediğini anlamaya çalışırken,güçlü bir kükreme beni kendime getirdi.Bahçenin yüksek çitlerini tek seferde atladım.Arkandan bana doğru koşan şeye bakma fırsatım olmamıştı.Olabildiğimce hızlı koşuyordum.Büyü gücümü kullanma vaktim gelmişti ama ne yapmam gerekiyordu.Aklıma işe yarar hiç bir fikir gelmiyordu.


Hava gücümü kullanmaya karar vermiştim.Hemen odaklandım.Ellerimi havaya kaldırdım.Ağaçların üzerine yükseldiğimi düşündüm.İlk denememin işe yaramayacağı ümidiyle odaklanmaya devam ettim.Gözlerimi açtığım havada,ağaçların üzerindeydim.Kurtulmuştum.Ta arkamdaki yaratık kanatlarını çırpana kadar.


Kadere kızmamak gerek.Çünkü ayağına giden bizleriz.

Nefesimde Ki SesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin