|küçük bey|

2.6K 175 154
                                    

Sabahın erken saatlerinde uzun süredir yapılan toplantıdan dolayı yorgun olan Taehyung derin bir nefes almış, önündeki dosyaya daha çok odaklanmıştı. Dikkatini çeken önemli bir noktaya değineceği sırada açılan kapıyla duraksamak zorunda kalmıştı.

Jungkook beyaz ipek pijamaları ve ayağındaki pofuduk terlikleriyle paytak paytak yürüyerek yumruk yaptığı elleriyle gözlerini ovuşturup içeri girmiş, kimseye bakmadan Taehyung'a doğru ilerlemişti. Yanına geldiğinde bir şey demeden kucağına kurulurken başını hemen boynuna yaslayıp durmadan esneyerek küçücük elleriyle gözlerini ovuşturmaya devam etmişti. Büyüğünün kokusuyla anında mayıştığını hissederken burnunu boynuna sürtmüştü. Üzerinde büyük bir etkiye neden olan eşi benzeri olmayan bu koku uykulu haliyle bile dudaklarında küçük bir kıvrılmaya neden olmuş, bu kokudan mahrum kalmamak için tüm benliğini feda edebilecek hale gelmişti. Belini sıkı sıkı sarmış eller, gözleri kapalı olsa da üstünde hissettiği derin bakışlar, sığındığı büyük beden huzurlu olması için yetiyor bir yandan da bağımlı kılıyordu. Odada çıt çıkmazken Taehyung gözleri kapalı esneyip duran küçüğüne bakıp fısıldamıştı.

"Bebeğim, biraz daha uyusaydın saat çok erken."

Jungkook zar zor açık tuttuğu gözlerini kırpıştırmış, dudaklarını hafifçe büzerek cevap vermişti.

"Sensiz uyuyamıyorum."

Taehyung, gülümseyerek yumuşacık saçlarına dudaklarını bastırıp sessizce duran adamlarına kafasıyla çıkmalarını işaret etmiş, anında selam verip çıkan adamlarla birlikte tekrar küçüğüne dönmüştü. Küçük beden ağzını şapırdatarak esniyor, gözlerini ovmaya devam ederken sıcaklığını daha çok hissedebilmek için büyük bedene biraz daha sokuluyordu. Taehyung yumruk yaptığı küçük ellerini kızarttığı gözünden çekmiş dudaklarına götürmüştü. Küçük öpücüklerini ellerine sıralayıp kızarmış gözlerine de dudaklarını bastırmıştı. Jungkook iyice mayıştığını hissederken rahatlamıştı. Kapalı gözleriyle uykuya teslim olmamak için zor dayanıyordu. Taehyung bu haline gülümsemiş, büzülen kırmızı dudaklara bakınca derin bir iç çekerek kendi kendine söylenmişti.

"Çok güzelsin.."

Küçük bedenin uykulu haliyle bunu duymayacağını sansa da hafifçe yukarı kıvrılan dudaklarıyla duyduğunu anlamış, hâlâ gülümseyen dudağına dudaklarını bastırıp gülümsemesinden öpmüştü. Bu, Jungkook'un daha çok gülümsemesine sebep olurken tekrar aynı şeyi tekrarlamıştı. Dudaklarının değdiği iki küçük ön diş aklını yitirebilmesine yetecekken çenesinin kasılmasına sebep olmuş, dişlerini sıkmıştı. Yemek istiyordu, küçük bedeninin tamamını yemek istiyordu..

Dayanamayıp büzülen dudakları ısırdığında küçük beden ani gelen temasla gözlerini açmış, kaçınmaya çalışmıştı lakin belindeki sıkı tutuşla yerinden oynamayınca mızmızlanmakla yetinmişti. Bu Taehyung'un sırıtmasına sebep olmuş, belindeki elleri daha çok sıklaştırıp çocuğun yüzünün boynuna gömülmesine sebep olmuştu. Hâlâ uykulu olan bedenin esnerken boynuna değen sıcak nefesi ve dolgun dudakları iç çekmesine sebep olurken kendine engel olabilmek ve bebeğinin daha fazla uykusunu kaçırmamak için küçük bedenini dikkatlice kaldırıp odadan çıkmıştı. Odaya çıkmadan mutfağın önünden geçmiş içeride bulunan adamlara göz atıp kucağında uykuya dalan bedeni uyandırmamak için sessizce fısıldamıştı.

"Kahvaltı hazır olsun, Jungkook uyanınca acıkır hemen bekletmeyin."

Adamlardan eğdikleri başlarıyla onay aldığında odaya doğru ilerlemişti. Odalarına geldiğinde kapıyı hafifçe ayağıyla açmış, kucağında uykuya dalan bedeni yatağa bırakacakken minik beden refleksle ayrılmamak için gömleğine tutunmuştu. Gömleğine sımsıkı tutunan minik parmaklara bakıp gülümsemiş ve bedenini daha sıkı sararak bırakmadan birlikte uzanmıştı. Kolları arasına iyice çekip uyuduğunu bilse de fısıldayarak saçlarına dudaklarını bastırmıştı.

Noir Blanc | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin