Birkaç hafta sonra
Jimin arabasını ani bir hızla durdurduktan sonra yan koltuktaki siyah deri ceketini alıp korumalardan birinin açtığı kapıdan inmişti. Anahtarı bir iki defa parmağında çevirdikten sonra yanında duran korumaya fırlatıp yakaladığını görünce öpücük attıktan sonra durmadan ilerlemeye devam etmişti. Arkasında bıraktığı korumanın heyecanlı fısıltıları kulağına gelince sırıtıp içeri geçmişti.
Namjoon ve Seokjin'i etrafta göremeyince yukarı çıkacaktı ki koltukta oturup oyun oynayan bedene takılan gözüyle yüzünü buruşturmuştu. Deri ceketini koltuğun kenarına attıktan sonra yanında duran bedenin viski bardağını alıp tek dikişte içtiğinde alkolün acı tadı boğazını yakmıştı. Umursamadan viski şişesinin tamamını önünden alıp koltukta ayaklarını uzatarak uzandığında gözlerini kapatarak konuşmuştu.
"Ne işin var burada?"
Yoongi hemen dibinde ayaklarını uzatmış uzanan çocuğa bakış attıktan sonra omuz silkip umursamaz bir tavırla cevap vermişti.
"Sanane."
Jimin kıkırdamış, viski şişesini kafasına diktikten sonra gözlerini açıp oyun oynayan bedeni baştan aşağı süzerken dudaklarını ısırıp sırıtmış, ayağa kalkıp pencerenin önüne ilerlemeden önce fısıldamıştı.
"Bu aralar çok karşıma çıkıyorsun Min Yoongi ve ben bundan oldukça rahatsızım."
"Banane."
Sinirle arkasını dönüp umursamadan oyun oynamaya devam eden adama bakmış kafasını iki yana sallayıp Yoongi'ye doğru hızla ilerlemişti. Yoongi bir anda kucağına oturan bedenle elindeki oyun kolunu düşürmüş dişlerini birbirine bastırırken çenesi kasılmıştı.
"Ne yapıyorsun Jimin oyun oynuyorum görmüyor musun?"
Jimin kıkırdamış, Yoongi'nin kucağına biraz daha kurulmak için öne doğru kaymıştı. Altında hissettiği hafif hareketlenme gururunu okşamış, daha çok kıkırdamasına sebep olmuştu.
"Ne o bugün yeterince dikkatini çekemedim mi Yoon?"
Yoongi dişlerini sıkmış, üstündeki bedeni kendine daha fazla bastırmamak için kendini zor tutarken sert bir şekilde fısıldamıştı.
"Siktir git başımdan Jimin."
Jimin kafasını geriye atarak kahkaha atınca Yoongi'nin önündeki beyaz boyunla sert bir şekilde yutkunmasına sebep olmuştu. Kendini kasmaktan yüzü kızarmış, nefesleri hızlanmıştı.
"Hâlâ bana kızgınsın.."
Jimin oyuncu bir tavırla fısıldarken ellerini Yoongi'nin ensesinde birleştirip saçlarını hafif çekiştirince karşısındakinin sinirle tıslamasına sebep olmuştu.
"Resmen beni o hâlde bırakıp gittin!"
Jimin gülmemek için dudaklarını birbirine bastırmış, eliyle ağzını kapatmıştı. Hırçın kedisini daha fazla sinirlendirmek istememişti. Dün Yoongi'nin ısrarı üzerine gittikleri barda ne olduğunu anlamadan kendilerini tuvalette bulmuşlar aradan çok geçmeden Jimin'in Yoongi'yi sinir etmek için bir anda kaçıp gitmesiyle de gecenin sonuna gelmişlerdi.
Jimin aklına gelen anlarla daha da keyiflenmiş, olduğu yerde hafifçe kıpırdanıp kendini altındaki bedene bastırmıştı. Yoongi kafasını geriye atıp sızlandıktan sonra ağzının içinden sinirle tıslamıştı.
"Senden nefret ediyorum.."
Jimin gözleriyle ateş saçan bedenin dudaklarına haffice yaklaşıp dolgun dudaklarını sürtmüş, belinde sıklaşan ellerle kırmızı dudaklara küçük bir dil darbesi atıp derin sesiyle fısıldamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Noir Blanc | Taekook
ActionTüm hayatı boyunca güce tapan Kim Taehyung bir anda hayatına giren ve durmadan etrafında tatlı tatlı dolaşıp duran Jeon Jungkook'a tapmaya başlamıştı. "Tu es trop bel mon petit." (Çok güzelsin küçüğüm.) "Je veux juste être ton bel." (Ben, sadece sen...