|sessiz çığlıklar|

4.3K 321 164
                                    


Jungkook üstünde karşısında oturan oldukça yakışıklı esmer adamın bakışlarını hissederken arada utangaç ve hızlı bakışlar atmayı ihmal etmeden masadakilere Fransa'daki Güzel Sanatlar fakültesinin nasıl geçtiğini, gezip gördüğü yerlerin onu nasıl etkilediğini ve bunu resimlerine yansıttığını büyük bir iştahla anlatıyor anlatırken de hızlı hızlı göz kırpıp herkesin yüzündeki tepkiyi ölçmeye çalışıyordu. Elbette onu dinleyen herkes de onun bu mutluluğundan heyecanından hoşnut oluyordu. Jungkook böyle bir çocuktu, gülüşü herkesi güldürmeye yeter, enerjisi ve tatlılığı karşısında da kimse ciddi kalamaz hemen içi ısınırdı. Ve Kim Taehyung'un içi çoktan bu tatlı oğlana ısınmıştı..

Jungkook bu güzel gülümsemeyi ve sıcaklığını abisi Seokjin'den alıyordu. Zira küçük kardeşini tek başına büyütmüş, onun gözlerindeki pırıltının kaybolmasına hiç izin vermemişti. Ona her zaman destek olmuş, girdiği bu tehlikeli işlerden onu uzak tutup korumuştu. Şimdi de yanında hayat, enerji dolu kardeşinin mutluluğunu görmek ona çok iyi geliyor içindeki yaraları sarıyordu.

Gelişi ile birlikte masadaki herkesin odağı Jungkook olmuştu. Özellikle de Taehyung'un.

"O çok güzel. Çok saf duruyor. Nasıl olmuş da bunca zaman bunu korumuş acaba. Eli hiç silah tutmuş mudur ya da o parıldayan gözleri hiç kendi öldürdüğü birinin cesedini görmüş müdür? Hiç sanmıyorum. Yazık olurdu zaten. Teni bembeyaz, kirli kan yakışmaz. Sesi çok naif, küfür yakışmaz. Dudakları çok öpülesi, başka ten yakışmaz. O gerçekten çok güzel, hiçbir şey onun yanına yakışı kalmaz."

Taehyung Jungkooklu düşüncelere dalmışken, gözleri kendisini buldu.

"Kolyeniz gerçekten çok hoş duruyor Bay Kim."

Taehyung, Jungkook'un bu iltifatı karşısında kendisine bakan büyük gözlere bir kaç saniye bakmış kolyesine sırıtarak bakış attıktan sonra sırıtışını bozmadan kendisine bakan güzelliğe geri dönmüştü,

"Teşekkür ederim, küçük bey."

Küçük bey kısmında imalı bir bakış atmış ve bu bakış karşısında Jungkook içinde bir şeylerin yandığını hissetmişti. Geldiğinden beri farklı bir şeyler hissettiği adama ne diyeceğini bilememiş, çareyi gözünün kısa bir an değdiği bariz bir şekilde açıkta kalan esmer göğüsün üstündeki kaplan kafası olan oldukça iddialı ve baskın duran kolyeye iltifat etmekte bulmuştu. Ettiği iltifat karşısında aldığı teşekkürün sonundaki küçük bey hitabı da pek bi mutlu etmişti kendisini.

Masada herkes kendi halinde eğleniyor koyu bir sohbet ediyordu. Bu esnada Taehyung'un gözüne bir şey takılmıştı. Masadan biraz uzakta duran hizmetlinin Bay Kim'e odaklanmış bir şekilde gözünü kırpmadan baktığını fark etmişti. Biraz daha incelediğinde kolunda duran örtünün altındaki silahı fark etmiş ve bununla birlikte gözleri olabildiğince açılmıştı.

"Evet öyle gerçekten Taehyung oğlum çok büyüdü koca adam oldu. İşlerin başına o geçece-"

Koca bir sessizlik. Sebebi ise duyulan silah sesi ve Bay Kim'in sözünün sonsuza kadar kesilmesine sebep olan kurşunun açtığı yaradan akan kanlar.

Kurşun sesiyle bütün korumalar bahçeye dolmuş ve herkesi içeriye almaya çalışmışlardı bu sırada kurşunu sıkan adam çoktan kaçmıştı. Taehyung babasının başından ayrılmamış şahit olduğu görüntü karşısında ağzı açık kalmış donuk bir ifadeyle yerde yatan babasına gözleri kitlenmişti. Omzunu sertçe sarsan elin sahibine kafasını ürkütücü bir yavaşlıkta çevirmiş, gözlerini kocaman açarak karşısında duran Bay Kim'in özel korumalığını ve menajerliğini yapan Hwasa'ya dönmüş ve,

Noir Blanc | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin