|sona doğru|

1.3K 113 30
                                    

Hoseok arkasındaki adamı unutup kapıda duran ikizine ilerlemiş aylardır görmediği bedene sımsıkı sarılmıştı. Beline dolanan güçlü kollar rahat bir nefes almasını sağlarken ikizinin boynuna dudaklarını bastırıp geri çekilmiş arkada debelenen adamı umursamadan esmer bedenin yanaklarından tutup tüm yüzüne dudaklarını bastırmıştı. Taehyung'un sızlanmalarını umursamadan kendince hasretini giderirken kıkırdayıp duruyordu.

"Çok özlemişim seni."

"Kockoca mafyayı en büyük düşmanının önünde düşürdüğün hale bak.."

"Umrumda değil, birazdan ölecek zaten. Gel ben biraz daha öpeyim seni."

Taehyung eliyle ona yaklaşan ikizini ittirmiş, sahte bir sinirle bakmıştı. Hoseok daha sonradan doya doya hasret gidereceklerini bildiği için gözlerini devirip önünden çekilmişti. Taehyung sırıtarak ikizinin çenesinden tutup sıkmış, hafifçe gülümsemişti.

"Asma suratını, işimiz bitsin istediğini yaparız. Şimdi halletmemiz gereken ufak bir sorun var."

Taehyung önünde debelenen yaşlı adama bakıp göz devirmiş, yanına yaklaşıp tüm iplerini çözerek adamın yere yapışmasını sağlamıştı. Hoseok ona sorgulayan gözlerle baktıktan sonra ciddileşip Taehyung kadar olmazsa da sert sesiyle konuşmuştu.

"Eline koluna sahip çıkmazsan gözünü açıp kapatana kadar gebermiş olursun."

"Merak etme sikini bile kaldıracak hali yok onun."

Taehyung günlerdir havada asılı durmaktan bayılacak gibi uzanan bedene göz attıktan sonra sırıtarak söylemiş ardından Hoseok'un getirdiği sandalyeyi tam dibine çekip oturmuştu. Adam birkaç kere öksürdükten sonra ağzından çıkan kanı yere tükürüp Hoseok'a dönmüştü.

"Beni kandırdın! Rahat bırakın beni. Kim Taehyung, küçük sevgilin elimde eğer bana bir şey yapacak olursan seni buna pişman ederim."

Nefes almakta güçlük çekip zorlukla doğrulmaya çalışarak konuşan beden Taehyung'un gülmesine sebep olmuştu. Ardından yerdeki bez parçasını Hoseok'a göstermiş ağzını bağlamasını söylemişti.

"Sikik sesini bile duymak istemiyorum. Kes sesini!"

Adam bağlanan ağzıyla yerinde debelenirken Taehyung ayağa kalkıp sandalyeyi köşeye fırlatmış, yerde uzanan bedenin saçlarından tutup kafasını kaldırmıştı. Adamın söylediklerine ithafen sırıtarak konuşmuştu.

"İnan sana yapmak istediklerimi duysan aklın uçar. Ama küçük sevgilim evde beni beklerken burada seninle tek bir saniyemi bile harcamam yazık olur. O yüzden tanrıdan son aflarını dile çünkü o bile seni kurtaramaz benim elimden."

Taehyung daha fazla uğraşmamak için hemen yanında duran benzini alıp adamın üstüne dökmeye başlamış, yerinde debelenip duran adama hem tekmeler atarken hem de her yerini benzinle kaplamıştı. Bir köşede sessizce izleyen Hoseok ise karışmamaya özen gösteriyordu. Benzin şişesi bitene kadar boşaltan Taehyung bir köşeye fırlattıktan sonra cebindeki sigarasını çıkarmış hâlâ kaçmaya çalışan bedeni sırıtarak izleyip keyifle sigarasını içmişti.

Çakmağı elinde döndüre döndüre ateşini yakmış Hoseok'a bakıp uzak olduğuna emin olduktan sonra adamın gözlerinin içine baka baka çakmağı üstüne atmıştı. Anında alev alan adamın vücudu ve çığlıkları koca alanı kaplarken Taehyung'un da göz bebeklerine tüm odayı kaplayan ateş yansıyordu.

Şeytan yine alevlerini yakıp kendi cehennemini kurduğunda tanrının bile bu acımasızlık karşısında diz çökeceğine emindi.

Hoseok derin nefes alıp Taehyung'un yanına ilerlemişti. Kolundan hafifçe tutup kendine dönmesini sağlamıştı. Taehyung yorgun görünen bedene bakıp sorun olmadığını belirtmek için gülümsemiş ardından belinden tutup kendine çekmişti. Uzun süredir görmediği ikizine sımsıkı sarılmış burnunu boynuna gömerken rahatlatığını hissetmişti. Özellikle babasının ölümünden sonra iyice hassaslaşan ikili birbirlerini hiç bırakmayacak gibi sarmalamışlardı.

Noir Blanc | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin