Jimin, sırtı duvara çarpınca gözlerini acıyla yummak istese de kafasını kaldırdığı anda karşısında gördüğü bedenle gözlerini büyütmüş, dudakları üstüne kapanan eli hızla kenara ittirmişti."Yoongi.."
Beyaz tenlinin burada ne işi olduğunu anlamazken duyduğu ayak sesiyle hızla kafasını koridorun sonuna çevirmişti.
"Sen.. Ne işin var senin burada!"
"Sessiz ol. Duyacak bizi."
Yoongi sarışın bedenin homurdanmalarını umursamadan elini tekrar ağzına kapatmıştı. Saklandıkları yerden görünmemek için daha fazla Jimin'e yaklaşmış, küçük bedenin sinirli hallerine daha fazla dayanamayıp sessizce fısıldamıştı.
"Yerinde dur artık. Anlatacağım her şeyi, önce şu adamdan kurtulalım."
Jimin koridordan artan seslerle odağını Yoongi'den alıp adama vermişti. Sessiz olmaya özen göstererek koridorda ilerleyen ikili karşılarına çıkan siyah giyimli uzun boylu adamla duraksamışlardı. Adamı arkası dönük olduğu için tam anlamıyla göremezseler de elinde bir şeylerle uğraştığı belli oluyordu. Adamın belindeki silahı gören Yoongi daha fazla beklemeden silahını doğrultmuş, derin bir nefes almıştı.
Jimin sessizce Yoongi'yi izlerken duraksadığını görünce kaşlarını çatmıştı. Gözünü bile kırpmadan milyonlarca insan öldüren Min Yoongi tereddüt ediyordu. Bu, sarı saçlının kafasını daha fazla karıştırırken bir saniye bile beklemeden silahını doğrultup adamı kafasından vurmuştu.
Yoongi, aniden yanındaki çocuktan gelen atakla bakışlarını ona çevirmiş, başını iki yana sallamıştı.
"Ben hallederdim."
"Ne zaman, adam bizi fark edip beynimizi dağıtığında mı?"
Jimin beyaz tenliyi baştan aşağı süzüp gözlerini devirmiş, beyaz tenliye iyice yaklaşıp sessizce fısıldadıktan sonra ilerlemeye başlamıştı.
"Senden şüphelenmem için her şeyi yapıyorsun Min Yoongi.."
Sinirli nefesler vererek önden ilerlerken kolunun tutulmasıyla arkasına dönmüş, kaşlarını çatarak beyaz tenliye bakmıştı.
Sertçe kolunu çekiştirmeye çalışsa da Yoongi'nin sert tutuşundan kurtulamayışı daha çok sinirini bozmuş, tam ağzını açıp bağırmaya yeltenecekken kulaklığından gelen sesle durmak zorunda kalmıştı."Jimin! Çık çabuk oradan.."
"Ne, Taehyung ne oluyor bir sorun mu var?"
"Soru sorma acele et çık oradan!"
Yoongi'yle göz göze gelince ikisi de anlamsız bakışlarını birbirine yollamıştı.
"Gitmeliyiz."
Derin nefes verdikten sonra hızla geldiği yöne koşmaya başlamışlardı. Yoongi'nin elini tuttuğunu fark edince çekmek istese de beyaz tenli sinirle ona bakıp elini sertçe tutarak koşmaya devam etmişti.
"Sikeyim Jimin, nerede bu çıkış!"
"Bilmiyorum.."
--
Taehyung deli gibi çalan telefonunu sinirle açıp kulağına götürmüş kendine hakim olamadan sesini yükseltmişti.
"Sikeyim ne var ne?!"
"Çıkmadı mı hâlâ lanet olsun üç dakika sonra havaya uçacak diyorum. Gebermek istemiyorsa söyle ona acele etsin son üç dakikası."
"Cevap vermiyor.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Noir Blanc | Taekook
ActionTüm hayatı boyunca güce tapan Kim Taehyung bir anda hayatına giren ve durmadan etrafında tatlı tatlı dolaşıp duran Jeon Jungkook'a tapmaya başlamıştı. "Tu es trop bel mon petit." (Çok güzelsin küçüğüm.) "Je veux juste être ton bel." (Ben, sadece sen...