Taehyung, yatakta kollarını birbirine bağlamış dudaklarını büzerek oturan küçüğüne aynadan bakarak sırıtmıştı. Gömleğini iliklemeye devam ederken siyah takımının kravatını alıp yatağa ilerlemiş, küçük bedenin ayak ucuna kurulmuştu.
"Kravatımı bağlar mısınız küçük bey?"
"İstemiyorum git.."
Taehyung, omuz silkip göz deviren bedenle kafasını iki yana sallayıp sırıtmaya devam etmiş, çenesinden tutup kendisine bakmasını sağlamıştı.
"Jungkook, yapma böyle.. Hemen geleceğim, çok uzun sürmeyecek söz veriyorum."
"Ama Taehyung ben de gelsem ne olur ki?"
Jungkook hızla dizlerinin üzerine geçip büyüğünün yanına ilerlemiş, küçük ellerini omzuna yerleştirip büyük bedene üstten bakmaya başlamıştı. Anında beline yerleşen ellerle derin nefes alıp sızlanmalarına devam etmişti.
"İki haftadır hep birlikteyiz, çok alıştım.. Napacağım ben şimdi bu kocaman evde tek başıma."
"Bebeğim iki ay gitmeyeceğim, iki saat yalnızca."
"Olsun.."
Taehyung hafif de olsa dolan gözleri görünce iç çekmiş, küçük bedeni kucağına çekerek saçlarına dudaklarını bastırmıştı.
"Jungkook orası senin girebileceğin bir ortam değil. Seni tehlikeye atamam biliyorsun."
"Yanımda sen varken bir şey olmaz ki. Geleyim işte lütfen, senden ayrı kalmak istemiyorum.."
Taehyung kafasını iki yana sallayarak gülümsemiş, dudaklarını küçüğünün dudaklarına uzunca bastırıp geri çekilmişti. Küçük bedeni kucağından indirip tekrar aynanın önüne geçmiş, kravatını takmaya çalışırken hâlâ sızlanmaya devam eden küçüğünü yüzündeki sırıtışla dinlemişti.
Tamamen hazır olduğunda saatine bakmış, çıkması gerektiğini fark edince hızla küçük bedenin yanına ilerlemişti. Çenesinden tutup hafifçe baskı uygulayarak fısıldamıştı.
"Sızlanma artık, hemen gidip geleceğim. Geldiğimde istediğin şeyi yaparız olur mu?"
Jungkook omuz silkip reddetmiş, mızmızlanmaya devam etmişti.
"Bari eve bırak beni de. Sıkılırım ben saatlerce burada, hem evimi özledim kaç gündür buradayız.."
Jungkook büyüğünün iç çektiğini duyunca dudaklarını ısırıp son kez şansını denemek için tatlı tatlı gülümseyerek fısıldamıştı.
"Jimin'i çağırsam peki?"
Taehyung küçüğünün önüne oturmuş, ellerine dudaklarını bastırıp yanaklarını okşamıştı.
"Bebeğim bunları konuştuk. Ortalık durulana kadar seni bu evden çıkaramam."
Jungkook dudak büzüp kollarını büyük bedene sımsıkı dolayarak sarılmış, üzgün olsa da kafasını usulca sallamıştı. Ne olduğunu bilmese de büyük bedenin onun güvenliği için yaptığını biliyordu. Bir hafta önce biten tatillerinin ardından eve dönmeden direkt şehirden uzak bu eve gelmişlerdi. Taehyung, kimseye haber vermeden yalnızca birkaç gün burada kalmaları gerektiğini söylemişti. Ortalığın karışık olmasından kastının ne olduğunu bilmediğinden büyüğü için endişelense de esmer bedenin gücünü az çok bilmesi içini rahatlatıyordu.
"Biliyorum sıkıldın ama birkaç gün idare etmelisin. Sonra döneceğiz evimize söz veriyorum."
O an Taehyung birkaç saat sonra olacakları bilse hem bu sözü verdiğine hem de küçüğünün sızlanmalarını umursamadan o evden çıktığına bin pişman olurdu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Noir Blanc | Taekook
ActionTüm hayatı boyunca güce tapan Kim Taehyung bir anda hayatına giren ve durmadan etrafında tatlı tatlı dolaşıp duran Jeon Jungkook'a tapmaya başlamıştı. "Tu es trop bel mon petit." (Çok güzelsin küçüğüm.) "Je veux juste être ton bel." (Ben, sadece sen...