"Ne düşünüyorsun?"Jimin, arkasından gelen sesle hafifçe beyaz tenliye dönmüş, ardından omuz silkip kısaca cevap vererek salonda oturanlara bakmaya devam etmişti.
"Taehyung'un dediklerini.."
Beyaz tenliden ses gelmeyince gözlerini son kez içerideki dörtlüde gezdirip Yoongi'ye dönmüştü.
"Sence de bir şeyler fazla tuhaf değil mi Yoongi? Adamın evinde kendi korumaları bile rahat rahat gezemezken önce babası sonra Jungkook.."
"Sanmıyorum, Taehyung yalnızca stresten düzgün düşünemiyor."
"Nasıl bu kadar emin olabilirsin?"
"Jimin, yıllardır birlikte çalışıyoruz biz. Taehyung güvenmemiş olsa yanında tutmazdı. Hiç şüpheli bir harekete rastlamadık."
Jimin kafasını hafifçe sağa yatırıp kaşlarını kaldırmış, beyaz tenliye hafifçe yaklaşıp gözlerinin en derinine bakarken fısıldamıştı.
"Peki kendine bu kadar güveniyor musun Yoongi? Ya da daha doğrusu ben sana güvenmeli miyim?"
Yoongi anında kaşlarını çataraken gözlerini alayla ona bakan yüzde gezdirmiş, sinirlendiğini belli eden tonuyla konuşmuştu.
"Ne saçmalıyorsun Jimin?"
"Bilmem sen söyle haftalardır siktiğimin telefonunda kiminle gizli gizli konuşuyorsun?"
Yoongi inanamıyor gibi kafasını iki yana sallayıp kahkaha atmıştı.
"Benim kendi işlerim de var biliyorsun değil mi?"
"Benden gizlediğin işlerin?"
"Sikeyim Jimin, senden gizlediğimi nereden çıkarıyorsun. Siz iki aptal kendi kafanızda kurup duruyorsunuz."
"Kaçıyorsun.."
Yoongi sinirle iç çekip önündeki bedene doğru ilerlemişti.
"Sana hesap verme gibi bir zorunluluğum olduğunu hatırlamıyorum."
Jimin kaşlarını kaldırıp alayla sırıtmıştı. Yoongi'nin sinirden öyle dediğini bilse de gerilmesine engel olamamıştı.
"Yapacaklarımdan da ben sorumlu değilim öyleyse."
"Ne demek istiyorsun?"
"Jungkook benim her şeyim Yoongi.. Eğer olur da ona en ufak bir şey olursa gözüm hiç kimseyi görmez demek istiyorum. Anlıyorsun değil mi?"
Yoongi tam cevap verecekken Jimin'in telefonundan gelen sesle ikisinin de bakışları masanın üzerindeki telefona dönmüş, sarı saçlı son kez gözlerini beyaz tenlide gezdirip telefonuna doğru ilerlemişti. Gelen mesajın bilinmeyen numaradan olduğunu görse de kimden geldiğini az çok tahmin edip kafasını kaldırarak içeride onu izleyen Taehyung'a bakış atmıştı.
Bilinmeyen numara
Beş dakika sonra kimseye belli
etmeden yukarıya çık.Gözlerini yukarı kata çıkan Taehyung'tan ayırıp hâlâ arkasında onu izleyen beyaz tenliye çevirmişti. Ne kadar gereksiz tartışma içerisine girseler de Yoongi'nin anlamlandıramayacağı kadar yoğun olan bakışlarıyla iç çekip kafasını iki yana sallarken emin olamazsa da şimdilik şüphelerini içinde tutmaya karar vererek yanına ilerlemişti. Dibine kadar girdikten sonra beyaz tenlinin kolunu tutup beline dolamasını sağlamış, yorgun bedenini ona yaslamıştı. Yoongi kulağının dibinde hissettiği sıcak nefes ve dolgun dudakların hafif baskısıyla iç çekmiş, sinirden kastığı çenesini gevşetmişti. Sarı saçlının belindeki elleri sıkılaştırıp dudaklarını boynuna bastırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Noir Blanc | Taekook
ActionTüm hayatı boyunca güce tapan Kim Taehyung bir anda hayatına giren ve durmadan etrafında tatlı tatlı dolaşıp duran Jeon Jungkook'a tapmaya başlamıştı. "Tu es trop bel mon petit." (Çok güzelsin küçüğüm.) "Je veux juste être ton bel." (Ben, sadece sen...