"Ne zaman uyanacak?""Endişelenmeyin Bay Kim, gerçekten bir sorunu yok. Muhtemelen kısa sürede uyanır."
Jungkook duyduğu boğuk seslerle gözlerini yavaşça aralamış, anında görüş açısına giren büyüğüyle rahat bir nefes almıştı.
"Bebeğim?"
Taehyung uyanan bedeni fark edince hızla yatağa oturup küçüğünü kontrol etmişti. Saçlarını gözünün önünden çekip okşamış, ellerini öpüp tepki vermesini beklemişti. Jungkook ise yanındaki tanımadığı bedeni hissedince huzursuz olmuş ona bir bakış atıp yerinde kıpırdanmıştı. Bunu gören Taehyung doktora dönüp sessizce fısıldamıştı.
"Siz çekilebilirsiniz Bayan Soo. Beni dışarıda bekleyin."
Yabancı beden dışarı çıktığında Jungkook tamamen gözlerini açmış ağrıyan vücudunu zorlukla kaldırıp büyüğüne sarılarak susuzluktan kuruyan boğazıyla fısıldamıştı.
"Taehyung, gitme lütfen eve gidelim korkuyorum."
"Bebeğim ben hiçbir yere gitmiyorum. Bak evimizdeyiz zaten. Geçti hepsi ağlama lütfen."
Jungkook aniden uyanmanın etkisiyle neler olduğunu kavramayadığı için telaşlanmıştı. Kafasını yasladığı göğüsten kaldırmış bulunduğu odaya bakmıştı. Yatağını hatta tavşanını görünce içi rahatlamış göz yaşlarını akıtıp büyük bedene daha çok yaklaşmıştı.
"Bak bana hadi."
Taehyung küçük bedenin çenesinden tutup hafifçe kaldırmış göz yaşlarını silip kızarmış gözlerinden öpmüştü.
"Benim güzel oğlum özür dilerim bu kadar geç geldiğim için."
Jungkook kendini suçlayan bedeni hızla kafasını sallayarak reddetmişti.
"İyi olacağız birlikte. Geçecek hepsi söz veriyorum."
Jungkook günlerin getirdiği yorgunlukla çok konuşamasa da gözlerindeki yoğunlukla bile söylemek istediklerini anlatıyordu. Taehyung yanaklarını okşayıp tüm yüzüne dudaklarını bastırmış, alınlarını birbirine yaslayıp sessizce dinlenmişti. İkisi de o kadar yorgundular ki konuşmak bile zor geliyordu.
Taehyung belinden tuttuğu bedeni daha çok kendine çekip kafasını boynuna gömmüş uzun süredir hasret kaldığı kokusunu içine çekmişti. Öyle iyi gelmişti ki mayıştığını hissetmişti. Ardından yavaşça doğrulup tekrar güzel yüzüne bakmış hafifçe gülümseyerek yanaklarını okşamıştı.
"Hadi uzan artık dinlen sen. Ben kapının önünde doktorunla konuşup geleceğim hemen tamam mı?"
Jungkook sarıldığı bedeni bırakmak istemese de tüm vücudunun yorgunluğu kendini iyice belli edince dinlenmesi gerektiğini o da fark etmiş, geri çekilip yerine uzanmıştı. Taehyung üstünü örtünce gözlerini kapatmaya korksa da büyüğüne belli etmemek için kendini zorlamıştı. Taehyung'un odadan çıktığını görünce özlem duyduğu odasına bakmış her şeyin bittiğini kendine defalarca söylemişti. Hemen yanındaki tavşanını görünce kucağına alıp sarılmış, rahatlamanın verdiği mayışmayla hafifçe gözlerini yummuştu.
Taehyung odadan çıktığında onu bekleyen doktorun yanına ilerlemişti. Doktor esmer bedeni beklediğini belli edermiş gibi hızla söze atılmıştı.
"Endişelenmeniz gereken bir durum yok Bay Kim. Sağlığı gayet yerinde yalnızca vücudu çok fazla sakinleştiriciye maruz kalmış. Bu belli bir dozun üstüne çıktığında bağımlılık yapmaya kadar gidebiliyor. Şu anlık Bay Jeon'da böyle bir durum tespit etmedim ama elbet bununla ilgili sorunlar yaşayacaktır. Uyku düzensizliği, vücudun istemsizce tekrar iğneleri istemesi gibi ama kısa sürede düzeleceğine inanıyorum. Verdiğim ilaçları düzenli kullanırsanız vücudu ilaçtan temizlenecektir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Noir Blanc | Taekook
ActionTüm hayatı boyunca güce tapan Kim Taehyung bir anda hayatına giren ve durmadan etrafında tatlı tatlı dolaşıp duran Jeon Jungkook'a tapmaya başlamıştı. "Tu es trop bel mon petit." (Çok güzelsin küçüğüm.) "Je veux juste être ton bel." (Ben, sadece sen...