Salonda tam bir kaos varken Taehyung küçüğüyle koltuğun kenarına geçmiş saçlarını okşayıp telefondan incelediği tatil için gidecekleri yere bakıyordu. Jungkook ise bir yandan Taehyung'la beraber seçmeye çalışırken bir yandan da kendisini babasına şikayet eden küçük yeğenine laf yetiştirmeye çalışıyordu. Taehyung onun bu tatlı halleriyle dişlerini sıkarken dayanamayıp durmadan öpüp duruyordu."Baba jungkook'a bir şey söylemelisin artık çok olmaya başladı anlıyor musun? Taehyung'un kıyafetlerini giymeme izin vermiyor."
"Bebeğim o büyük kıyafetleri neden giymek istiyorsun senin zaten bir sürü kıyafetin var Mia."
"Çünkü Taehyung'la evlenmek istiyorum."
"Sevgilimden gözlerini çekecek misin sen artık."
Mia kendisine cevap veren Jungkook'a dönüp dün aynanın önünde çalışıp ayarladığı en kötü bakışlarını ona atmış ardından gözlerini devirip babasına mızmızlanmaya devam etmişti.
"İzin vermiyor bak gördün mü? Çok kötü bir dayı, ben istemiyorum onu artık evden atalım mı?"
"Kendi evimden beni mi kovuyor o-"
"Jungkook bulaşma artık kızıma."
Seokjin dayanamayıp kardeşine kızmış küçük kızını Namjoon'un kucağından alıp sarılarak eşinin yanına oturmuştu. Namjoon kızıyla bir olup Jungkook'a sataşan ikiliye sırıtmış ikisinin de saçına dudaklarını bastırmıştı. Mia tam üç yıl önce hayatlarına girmişti. O olaylı günden sonra bir süre Seokjin'le konuşmak çok zor olsa da sonunda olayın gerçeğini anlatınca her şeyin yanlış anlaşılmadan ibaret olduğu anlaşılmıştı. Seokjin'le uzun süredir devam eden evliliklerine yeni birini eklemek istediklerini birkaç kez konuşmaları üzerine Namjoon eşine sürpriz yapmak istemiş çocuk esirgeme kurumunda daha önceden tanıştığı Mia'yı evlatlık edinmek istemişti. Telefonda görüştüğü kadın yurt müdüründen başkası değildi. Her ne kadar büyük bir yanlış anlaşılmayla aldatılma vakası yaşasalar da sonunda her şeyi tatlıya bağlayıp küçük kızlarıyla üç kişi olmuşlardı. Küçük kız onlarla birlikte tüm aileye büyük bir neşe kaynağı olurken hepsini kendine bağımlı kılmıştı. Yoongi bile küçük kızı iki gün görmeden dayanamıyor durmadan ziyarete gelip duruyordu.
Aradan geçen uzun bir süre sonra küçük kız o kadar çok konuşmuştu ki odadaki herkesle birlikte kendisinin bile uykusunu getirmişti. Gözlerini ovuşturup esnerken babasının kucağından kalkıp yan yana oturan ikiliye doğru ilerlemişti.
"Jungkook uykum geldi."
"Gel aşkım uyuyalım birlikte."
Jungkook gözleri kapalı esneyip duran kendisini yatırması için bekleyen kıza gülümsemiş Taehyung'tan ayrılıp kızı kucağına yatırmıştı. Sarılarak uyumaya başlayan kızın sırtını okşayıp saçlarına öpücüklerini bırakıyordu. Her ne kadar atışsalar da en çok da birbirlerine baglıydılar. Taehyung uyumaya başlayan kızı görünce küçüğünün saçına dudağını bastırıp odaya geçeceğini söyleyerek yanlarından ayrılmıştı. Seokjin ise kucak kucağa uyumak üzere olan ikiliye gülümsemekle yetinmişti.
--
Jungkook Mia'yı uyuttuktan sonra odada olan Taehyung'un yanına gitmek için yukarı çıkmıştı. Kapıyı açtığında yatakta elindeki dosyaları okuyan büyüğünün yanına ilerlemişti. Elindeki dosyalara göz attığı sırada esmer beden belinden tutup kendine biraz daha yaklaştırmış boynuna dudaklarını bastırıp dosyaya bakmaya devam etmişti.
"Uykun gelmiyor mu?"
"Geldi ama seni özledim."
Taehyung küçüğünü sinirlendirmek için dosyadan gözünü ayırmadan gülümsemekle yetinmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Noir Blanc | Taekook
ActionTüm hayatı boyunca güce tapan Kim Taehyung bir anda hayatına giren ve durmadan etrafında tatlı tatlı dolaşıp duran Jeon Jungkook'a tapmaya başlamıştı. "Tu es trop bel mon petit." (Çok güzelsin küçüğüm.) "Je veux juste être ton bel." (Ben, sadece sen...