"Nereye daldın yine?"
Seokjin bahçedeki sandalyelerde tek başına oturan beyaz tenliyi görünce yanına ilerlemiş, omzunu hafifçe sıkıp yanına oturmuştu. Derin bir iç çekip ona cevap vermeyen Yoongi'yi uzun süre süzmüş, ardından lafı uzatmadan direkt konuya girmeye karar vermişti.
"Ona ne zaman söylemeyi düşünüyorsun?"
"Neyden bahsediyorsun?"
"Jimin'den.."
"Sen nereden-"
"Bazı şeyleri anlamamak için aptal olmak gerekir Yoongi. Normalde iyi görünüyordunuz ama bu aralar bir sorun var gibi."
Yoongi önüne dönüp kafasını iki yana sallamış, masadaki paketinden sigarasını yakmıştı. Yanındaki bedenin kalkmadığını görünce anlatmadan gitmeyeceğini anlamıştı. Aslına bakılırsa Seokjin'in bu huyunu seviyordu. Kimse anlamazsa bile o sizi anlar söylemenize gerek bile olmadan sorun olduğunu sezerdi. Bundandır ki Yoongi çoğu zaman yaşadığı olaylarda kendini istemsizce Seokjin'in yanında buluyordu. Ortamdaki sessizlik sürerken beyaz tenli dayanamayıp konuşmaya başlamıştı.
"Söylememe gerek yok Seokjin zaten biliyor onu köpek gibi sevdiğimi. Yine de benden şüphelendi."
"Jungkook konusunda mı?"
Yoongi hafifçe başını salladığında Seokjin gülümsemiş, başını iki yana sallamıştı.
"Yoongi, ben sekiz yıllık eşimden şüphelendim. Her gece acaba o mu yaptı diye telefonunu karıştırdım. İnan bana o an hiçbir şey düşünemiyorsun. Jimin'in Jungkook konusunda ne kadar hassas olduğunu hepimiz biliyoruz. Jungkook eve bir saat geç gelse benden önce Jimin tüm şehri ayağa kaldırıyor."
Seokjin aklına gelen şeyle kendi kendine sırıtmış ardından kafasını iki yana sallayarak devam etmişti.
"İnanır mısın küçükken bu bağlılıklarını aşk sanmıştım. Birbirlerine aşıklar sandım ama öyle değilmiş, onların arasındaki bağ çok ayrı bir şey Yoongi anlatabileceğim türden değil. Yani bırak seni, beni bile uğruna harcar. Onu da anlamalısın."
"Görebiliyorum Seokjin. Haklısın sanırım ama sorun sadece bu değil. Bana biz iki yatak arkadaşından fazlası değiliz diyor ama gece yatmadan saatlerce beni izliyor. Benden fazlasını beklememeni söylemiştim diyor ama sırf yarım saat bana ulaşamadığı için tüm mekanımı altüst ediyor. Çok dengesiz."
Seokjin kafası karışmış bedene bakıp gülümsemiş Jimin'in her zamanki halleri olduğu için de tuhafsamamıştı. Yoongi'yi uzun süredir ilk defa bu kadar durgun gördüğü için sakin konuşabilmelerini fırsat bilerek Jimin hakkında çoğu şeyi açıklamak istemişti.
"Jimin hep böyleydi Yoongi. Uzun süreli takıldığı tek kişisin. Annesi ve kız kardeşi öldükten sonra hayatına birilerini almaktan korkuyor tekrar terk edilir diye. Tereddütlü olmasının sebebi eminim ki bu. Küçüklüğünden beri dibimden ayrılmaz ama hâlâ onu anlayamıyorum. İnan bana çok farklı biri. Bazen sorgulamamak gerekiyordur belki de."
Yoongi sarhoşken konuştuklarında bahsettiği için şaşırmamış yalnızca başını sallayarak onaylamıştı. O da biliyordu Jimin'in sıradan biri olmadığını öyle ki onu da cezbeden buydu lakin yinede kafası karışmadan edemiyordu.
Seokjin'in onu dikkatle dinlediğini görünce aklına takılan bir meseleyi daha söylemekte gecikmemişti."Bilmiyorum Seokjin, biz ikimiz nasıl oluruz inan bilmiyorum. Ben sizin gibi değilim. Tüm gün adam doğradıktan sonra akşam gelip sevgilimle tatlı tatlı film izleyerek gülemem. Jimin haklı sevgili olayları sanırım bana da çok ters."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Noir Blanc | Taekook
ActionTüm hayatı boyunca güce tapan Kim Taehyung bir anda hayatına giren ve durmadan etrafında tatlı tatlı dolaşıp duran Jeon Jungkook'a tapmaya başlamıştı. "Tu es trop bel mon petit." (Çok güzelsin küçüğüm.) "Je veux juste être ton bel." (Ben, sadece sen...