FIRTINA FISILTISI

164 10 77
                                    

Kerim'in başına ne geldiği merak konusuyken Ender, Kerim'den haber almayı başarmıştır. Yıldız ve Caner, Kerim'in olduğu noktaya giderler.

- Caner daha ne kadar yolumuz kaldı?
- Bilmiyorum Yıldız, az kaldı sanırım.
- Buralarda çok ıssız polisi falan mı arasaydık?
- Yıldız sen aklını peynir ekmekle mi yedin? Bu Şahika'nın attığı bir yem olabilir.
- Haklı olabilirsin, of yemin ediyorum bende akıl falan kalmadı Caner gerçekten kalmadı.
- Yıldız sakinleş lütfen, ablamın attığı konum burayı gösteriyor geldik sanırım.
- (Yıldız arabadan iner) Eee Caner, sen gelmiyor musun?
- Yıldız, ben burada kalsam yani burası biraz ürkütücü gibi yani bilmiyorum.
- Aman Caner yani korkaklığın tutacak zamanı buldu.

- (Yıldız evin içine girer ve bağırır) Kimse var mı?
- (Kerim içeri girer) Ben varım ben buradayım.
- (Evin kapısı caner tarafından kilitlenir) Kerim, gerçekten böyle bir oyuna gerek var mıydı?
- (Kerim Yıldız'ın kolundan tutar) Yıldız, dinle beni lütfen.
- Seni dinlemek istemiyorum Kerim. (Yıldız kapının kilitli olduğunu fark eder.)
- (Kerim gülerek) Sen istemiyorsun ama kapı istiyor gibi gözüküyor.
- Ben biliyorum o Ender kapısına napacağımı.

Aradan iki saat geçer, ne Yıldız'ın ne de Kerim'in ağzını bıçak açmaktadır. İkili dağ evinde mahsur kalmıştır.

- (Kerim gülerek) İki saat oldu ve hâlâ konuşmadın şaşırtıcı.
- Bak ben o iki saati birazdan üç saat yapacağım Kerim, sen hiç merak etme.
- Normalde dayanamaz hemen konuşurdun, garip geldi gerçekten.
- (Yıldız sinirlenir) Ne yani bana çenesi düşük mü demek istiyorsun?
- (Kerim gülerek) Değil misin?
- Hayır, değilim tabi ki ayrıca ben az ve öz konuşurum.
- (Kerim gülerek) Tabi tabi öyledir.
- Kerim senin amacın benimle barışmaktan çok beni sinir etmek gibi.
- Barışacağımızı biliyorum orası garanti zaten de seni sinir etmekte hoşuma gitmiyor değil.
- Öncelikle beni asla sinir edemezsin Kerim. Bu arada seni affedeceğimden nasıl bu kadar eminsin? Nereden geliyor bu özgüven merak ettim doğrusu.
- (Kerim gülerek) Bu sorunun cevabını inan bana bende bilmiyorum Yıldız Yılmaz (Yıldız'ı öper)

Ender ve Kerim'in planı başarıyla sonuçlanırken, Caner dağ evinde olanları Ender'e anlatmak için eve döner.

- Ablacığım gözümüz aydın ateş bacayı sardı.
- (Ender gülerek) Ne diyorsun Ca-ner, e harika bir haber bu.
- Harika mı değil mi bilmiyorum tek bildiğim birşey var o da çok yorulduğum ablacığım.
- Caner'ciğim saat daha erken ama geç yukarı kata uyu istersen bir dakika sana birşey sormam gerekiyor.
- Yıldız'ın tepkisini soracaksın biliyorum ablacığım. Yıldız baya sinirliydi haberin olsun.
- (Ender sinirlenir) Ay yesinler Yıldız'ın sinirlenlenmesi ayrıca ben perfect bir planla ona çok büyük bir iyilik yapmış oldum.
- Abla sen karşılıksız iyilik yapmazsın bakalım Yıldız'dan ne isteyeceksin?
- Benim canım kardeşim nasıl da tanırmış ablasını, yani şu anlık aklımda isteyeceğim birşey yok ama muhakkak olacaktır.
- Abla bu arada aklıma birşey daha takıldı
- Nedir?
- Bu Doğan'ın ölen kızı Kumru, ben geçenlerde şirketin önünde ona benzeyen birini gördüm, hatta o bile olabilir.
- Bu imkansız Caner'ciğim.
- Bilemiyorum ablacığım, bak benim gözüm Doğan denilen adamı pek tutmadı zaten. Bu adam yalan söylüyor olmasın.
- Caner iki dakikada karaladın Doğan'ı, Ayrıca Kumru denilen kız çoktan ölmüş gitmiş, biz Kerim'le kızın mezarına bile gittik.
- (Caner sinirlenir) Bana bak abla gidip ölü kıza hesap sormadın değil mi mezarlıkta?
- (Ender sinirlenir) Ayy Caner'ciğim yeter! Senin uykun yok muydu? Hadi git uyu.
- Şimdilik gidiyorum ablacığım ama gözüm üzerinde.

Caner uyumak için odasına çıkar o sırada Ender, Yıldız'ı arar, Yıldız ve Kerim'in barıştığından tamamen emin olur. Ender yaptığı iyiliğin karşılığında Yıldız'dan bir konuda yardım isteyecektir.

YALANLARIN GÖLGESİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin