[21]

5.7K 691 335
                                    

Jimin günler önce Jeon malikanesini terk ettiğinde önüne gelen ilk taksiye binerek uzaklaşmıştı,peşinden yola kadar çıkan eşini arkasında bırakarak.

Takside kırık kalbi ve mahvolan duyguları eşliğinde ağlarken nereye gideceği hakkında hiçbir fikri yoktu.

Taksi şoförünün endişeli bakışları omega ve ağlayan küçük bebekdeyken nereye gideceklerini sorduğunda Jimin dakikalarca sessiz kalmış sonra Taehyung ve Yoongi'nin evinin adresini vermişti.

Babalarının evine gidemezdi Jungkook ilk oraya gelirdi ve bu kadar sinirliyken daha fazla tartışmak istemiyordu.

Ailesini de dahil edip haline üzülmelerini istemiyordu.

İkilinin evine geldiğinde onu dört beden karşılamıştı.Taehyung kuzeni Seokjin ve eşi Namjoon'u evinde ağırlarken çalan kapıyı açtığında kuzeninin eşini ve oğlunu ağlar halde bulmasıyla endişeyle dolmuştu.

Jimin,çekinmeden herşeyi anlattığında Yoongi ona dakikalarca sarılmıştı.O duyguyu çok iyi bilirdi,kızı doğduğunda DNA testi yapılmıştı.

Bu genel birşeydi,Jeon ailesinde doğan her bebek Jeon soyadını almak için tüm kesinliklere maruz kalırdı.

Ama Juwon bunu öyle bir kinle söylemişti ki sanki sadece Jeongsan'a DNA testi yapılmıştı.Tabi bu Jimin'in sinirini yatıştırmamıştı.

Yine ve yine saçma sapan bir kural.

Bunun Jeon ailesi için aşırı normal olması elbet sinirinin bir parçasıydı ama ondan saklanması asla hazmedeceği birşey değildi.

"Konuşmayacak mıyız?"

Jungkook'un kısık sesini işittiğinde ona baktı omega.Birkaç günde çöken yüzü gözleri önündeydi bu canını sıksada duruşunu bozmadı.

"Konuşacak birşey kaldı mı Jungkook..." düz sesiyle beklemeden yanıtladı eşini.

Alfa,eşinin sönmüş harelerine baktı uzunca o...gerçekten mahvolmuştu.O günkü tartışmaları değil son iki yılda olanlar yüzündendi.

Başını salladı Jungkook.Jimin,yapmacık bir şekilde gülümseyip kaşlarını kaldırdı.

"Oh,daha benden sakladığın şeyler var demek.Pekala,dinliyorum."

Kulaklarına tırmanan iğneleyici sesle yutkundu uzun beden,evet sakladığı şeyler vardı ama nasıl söyleyeceğini bilmiyordu.

Niye bu kadar zordu kendisini ifade etmek?Neden kendi gibi olamıyordu?

Bastırılarak,kısıtlanarak kurallarla büyüyen o Jeon Jungkook'tan nefret ediyordu.

Ama Jeon Jungkook olamıyordu.Bunu başaramıyordu,güçsüzdü.Yeni birini oluşturmak,yeni bir benlik var etmek çok zordu.

Jimin,elindeki bitki çayının içinde olduğu kupasını mermer tezgaha bırakıp kollarını bağlayarak eşinin konuşmasını bekledi.

Babaları gittikten sonra mutfağa geçmiş kendine bitki çayı yapmıştı,dibinden ayrılmayan alfasıyla beraber.

"Var...var ama-"

"Sana inanamıyorum!"

Jimin'in zorlukla köşeye çektiği siniri yine patlak vermişti.Eşinin sakladığı şeylerin olduğunu öğrenmesi kadar ağır birşey yoktu,şuanlık.

"Ne demek var Jungkook,neden benden bu kadar şey sakladın!Ben senin eşin değil miyim!?"

Konuşmasına izin vermeyip sinirle konuşan ve her kelimesinde gözleri dolan eşini sadece dinledi alfa.

"Gerçi..." uzaklaşıp ellerini saçlarına geçirerek sertçe geriye taradı sarı tutamları.

"...niye soruyorum ki?Aptalım gerçekten aptalım."

"Jimin-"

"Biz evlenmeden ailesinin gerçek yüzünü saklayan adam herşeyi benden saklar!"

Hiddetle bağırdı mutfakta omega,yanaklarına firar eden sıcaklığı elinin tersiyle sertçe sildi.

İçinde kendisini mahveden herşeyi dökecekti Jimin,taşıması gittikçe zorlaşmıştı artık.

"Böyle devam etmek istemiyorum Jungkook,edemeyiz anlıyor musun?Yarın öbür gün Jeongsan büyüdüğünde ben mesleğimi yapmak isteyeceğim,ah bir dakika sen benim mesleğimi biliyor musun?"

Boş gözlerle alfaya baktığında Jungkook'un susmasıyla güldü,acı bir gülüştü bu.

"Ne olacak o zaman,'hayır sen omegasın çalışamazsın,sen bir Jeon'sun evde kalmalısın,eşinin parasıyla yaşayacaksın' bu saçmalıklarla mı yaşayacağım!"

Jimin,hayatında hiç bu kadar sinirlenmemişti.Eşini parçalamak istiyordu içindeki kırgın ilkel kurdun verdiği emirler hiç iç açıcı değildi.

"Kime konuşuyorum ki,yine 'dedem,dedem' dersin-"

"Sadece beni dinle Jimin."

Sözünü kesen eşine baktı bir süre.İnanmak istedi,onu dinleyince düzenleceklerine inanmak istedi ama hayır o kadar güven ve inanç kalmamıştı içinde.

Aradı,yaşlar akan iri gözlerde bir kırıntı inanç aradı bir nebze güven görmek istedi,gördüğü tek şey beklentiydi.

Bu ise seçenekleri arasında yoktu,sinirden öfkeden hiçbir şey düşünemiyordu.

"Sana o kadar kırgınım ki dinlemek dahi istemiyorum hatta..." aralarındaki mesafeyi kapattıp uzun bedenin yaşlı gözlerine baktı.

"...hatta yüzünü bile görmek istemiyorum."

Dudaklarını birbirine bastırdı Jungkook.Aksi takdirde yanaklarını aşan yaşlarla beraber ağzından hıçkırıklarını kaçıracaktı.

Bir el kalbini avucunda acımasızca sıkıyormuş gibi hissetti.Nefesi daraldı,canı acıdı.Ağlamak istedi ama yapamadı artık hali kalmamıştı.

Jimin,onu baştan aşağı süzdü.Bazen 'keşke alışılagelmiş bir alfa olsaydı' diyordu.Acımasız,kendini beğenmiş,duygusuz,omegaları altta gören...

O zaman belki onu bir alfa olarak görürdü.Çünkü onu ve oğlunu kurallar çemberinde tutup kendisinden birşeyler gizleyen uzun bedeni alfa olarak görmüyordu.

"Jungkook,boşanalım."

Bu asla her tartışmalarında ortaya atılan arkası boş "boşanalım" kelimesi değildi.Jimin son derece ciddiydi.

Herşey sonlanıyordu..


Jim,bebeğim,kelebeğim,orkide çiçeğim,meleğim hani şey diyorum...şey KOOK'TA MI KONUŞSAYDI :)

Jungkook'u ifade etmekte çok zorlanıyorum😞

Okuduğunuz için teşekkür ederim🌾🖤

Jeon [JİKOOK]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin