D ö r t

77 8 0
                                    

Yüz yetmişinci çiziği atmıştım sabah. Onu gördüğüm günden itibaren bir daha görmemiştim. Yemekhaneden korkuyor olsam da yirmi gündür onu görürüm umuduyla giriyordum. Yine öyle bir sabahdı. Tepsiyi almıştım elime, oturacak en uzak ve köşe yeri  kestirmiştim gözüme. İğrenç ötesi yemeklerden kendimi yemeye zorlarken bakışlarım ise etraftaydı. Yanımdan koşarak geçen adamdan eskisi kadar korkmuyordum artık. Kendini çocuk sanan biriydi. Elini bir uçak edasıyla havada sallarken koşuşturuyordu. Bana en yakın masada olan kız çocuğu ise her yemek saatinde olduğu gibi, kendi kendine konuşup kıkırdıyordu. Çevrede dolanan gözlerimin ağına istediğim kişi bir türlü takılmıyordu. Daha fazla bir şey yiyemeyeceğime kanaat getirmemle masadan kalktım.  

Sakin ve yavaş adımlarla ilerlerken karmaşık duygular içerisindeydim. Onlara benzemekten korkan tarafım bir umut uğruna onlara bu kadar alışmamamı söylüyordu. Benimle aynı anda çıkan kız çocuğunun kıkırdamasına karşılık gülümsedim. O tarafım haklıydı. Onlara alışıyordum. Eskisi kadar korkutucu gelmiyorlardı bana.

İçimdeki ses korkutucu bir tınıyla mırıldanıverdi.

Önce alışırsın,
Yadırgamazsın artık
Sonra bir bakmışsın
Sen de onlardan birisin artık

Gülümsemem yüzümde donarken çaresizlikten kaynaklı gözümden aşağı bir yaş aktı.

Belki de sadece kendimi kandırıyordum.

Belki o adam da hayaldi.

Beynimin ürettiği bir hayal.

Ağlamaktan ıslanan yüzümü ellerimle kapattım.

Aklıma iki yıl öncesi geldi aniden.

Sevdiğim filmin galasına heyecanla gidişim.

Onu ilk kez orada görüşüm.

Görür görmez aşık oluşum.

Yerimde bir umut beni fark etmesini beklerken sırtını bana dönüşü.

Ve aniden bedenini yarım açıyla geriye çevirip gözlerime bakması.

"Nefret ediyorum senden." Diye mırıldandım. "Senden nefret ediyorum. Senden nefret ediyorum." İçimde patlamayı bekleyen öfke serbest kalırken çığlık çığlığaydım. Yere çökmüş, biçare bir şekilde ağlıyor, ve "Senden nefret ediyorum." diye sayıklamaya devam ediyordum.

Bedenime dokunulduğunu hissetsem de kim olduğunu göremeyecek kadar kendimi kaybetmiştim. Nefret ve çaresizlik duygularıyla taşıyordum. Kolumda hissettiğim acıyla beynimi bir uyuşukluk sararken içimden bağırmaya başladım.

Senden nefret ediyorum.

Sana aşık olan kendimden daha çok nefret ediyorum.

TımarhaneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin