-55-

940 40 74
                                    

Not: Yetiştirmek için çok acele yazdım herhangi yazım hatalarını mazur görün :)

Ryuuji Furuya

"Ne gündü ama, epey leziz şey yedik. Resmen en iyisinden bir ziyafetti." Dedi Ouzou, eve dönüş yolunda kollarını iki yana doğru açıp gerinirken:

"Şimdi eve gidip sıcak bir duşun ardından kesintisiz on iki saatlik bir uykuyla cila yapmak ne de güzel olur." diye ekledi.

Kota elleri cebinde gözlerini devirdi:

"Çeyrek final maçına yalnızca iki gün var. Zamanımız bu kadar kısıtlıyken vaktini uyuyarak mı geçireceksin?" diye sordu mimik dahi oynatmadan. Ouzou'nun yüzünde hınzır bir gülümseme belirdi:

"Aynen dediğin gibi kardeşim. Maça çok az bir süre kaldığı için vaktimizi bolca dinlenerek sahaya zinde çıkmaya harcamamız gerekir." dedi kendinden son derece emin bir biçimde.

Bugünkü birleşme yalnızca üçümüzde değil, bütün takıma iyi gelmiş ve moral olmuştu. Yalnızca eski arkadaşlarımızı özlediğimiz ve Aoto'yu yıllar sonra tekrardan gördüğümüz için değil, aynı zamanda da tekrardan bir arada olup eski zamanlarımızı anımsayıp anılarımızı yad edebildiğimiz için.

Kazandığımız zamanları, zaferin verdiği hazzı ve coşkuyu anımsamak şahsen benim hırsımı daha da körüklemiş ve son düzlüğe girdiğimiz bu dönemlerde kazanma arzumu arşa çıkararak ilerleyen maçlarda varımı yoğumu ortaya koymam gerektiğini tekrardan anımsatmıştı.

Yine de bir yandan aklım Ouzou'nun dediklerine takılmıştı. Kafası bu kadar çalışan birisi olmama rağmen gözümün önündekini göremediğim için kendimi kötü hissetmiş ve sorgulamıştım. Bara benim için çok değerliydi, nasıl oldu da onun bu kadar üzerine titrerken bu kadar bariz bir sorunu olduğunu gözden kaçırabilmiştim diye düşünmeden edemedim.

Öte yandan Leon'un bile bu konuda yardımcı olmak istemesi ve bunun için çaba göstermeye hazır olması, bana kendimi daha da sorgulatmıştı. Acaba nerede bir eksiğim vardı da eskiden Bara'dan ölesiye nefret eden ve ona elinden gelen her türlü işkenceyi eden adam bile yardım etmek için kolları sıvarken ben nasıl bu kadar kör olabilmiştim.

Yine de tüm bunlar bir yana, nihayetinde Leon'un bir zeytin dalı uzattığını görmek içime su serpmişti. Aoto'nun tekrardan aramıza katıldığını görünce eskiden sahip olduğum duygular su yüzüne çıktığında bunların hepsinin yalnızca "kazanmak" merkezli olmadığını farkına varmıştım. Bana o günlerin keyfini çıkartan şey şüphesiz yaptığım sporun yanı sıra bunu birlikte yapma fırsatına sahip olduğum insanlardı. O zamanlar futboldan bu denli keyif almamın ve yıllar sonra varımı yoğumu bırakıp tekrardan top sürmek için kolları sıvamama vesile olan şey de bunu birlikte yaptığım insanlardı. Bu yüzden oynadığım takımdaki herkesle birlikte oynamaktan keyif almam gerekiyordu ki en başından yıllar sora tekrardan sahalara dönmemin bir anlamı olsun. Leon'a düşman olmayı tercih ettiğim sürece bu mümkün değildi. Ancak onu da benimseyip Predators'un bir parçası olarak gördüğüm müddetçe altı yıl önce olduğum insan olmaya dönebilirdim. Bu nedenden ötürü bugün gelip yapmayı teklif ettiği şeye minnettardım ve benim için anlamı büyüktü. Nihayetinde bir takım hatta bundan da öte arkadaş olmayı başarabileceğimiz fikrine olan inancım tam olarak yerine gelmişti.

Eve geldiğimizde ise Ouzou pineklemek için erkenden odasına çıktı. Kota ise bir süre arka bahçede idman yaptıktan sonra o da yatmak için odasına çekildi. Ben ise nedenini bilmediğim bir biçimde gece boyunca bir türlü uykuya dalamadım.

Tahminimce bir iki saat kadar yatağımda dönüp durduktan sonra sıcak bir bitki çayının uykumu getireceği düşüncesiyle aşağı kata indim. Tam mutfağa girdiğim esnada babamın çalışma odasından gelen klavye tuşu sesleriyle irkildim. Kafamı duvardaki saate doğru çevirdiğimde saatin çoktan gece yarısı üçe geldiğini görünce bu sesleri gaipten duyduğum fikrine kapılarak tekrardan kulak kabarttım.

Victory Kickoff: Yeniden!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin