6

141 15 82
                                    


-İyi Okumalar

•  •  •  •  •  •

 
  "Senin burada ne işin var?" diye bir soru yöneltti Kim Taehyung üzerinde ki şaşkınlığı atmaya çalışırken.

"Pardon? Aynı şeyi benim sana sormam daha mantıklı değil mi?"
Hem benim arkadaşlarımın arasında hem de bana hesap soruyor diye geçirdi içinden Jimin.

"Ben sadece... Şaşırdım üzgünüm"

"Her neyse hak verebiliyorum."

  Aralarında geçen konuşma kısa sürmesine rağmen ikili birbirine anlamsız bakışlar atmaya devam ediyordu. Onları bu transtan çıkaran ses Joo Hyuk'tan gelmişti.

  "Otur artık Jimin neyi bekliyorsun" ortamda ki sessizliğini bu sözleri ile bozmaya karar veren joo Hyuk'a neyse ki herkes de katılmış Jimin de oturmuştu.

  Havdan sudan sohbetlerine devam etmeye başlamaları çok uzun sürmedi, kimisi aşk hayatı hakkında kimisi ise iş hayatı hakkında konuşuyordu. Okulda ki eski anılarına da girmişler sohbeti iyice koyulaştırmışlardı.

  "Okul demişken Jimin, Jungkook da gelicek demiştin?" Mark'ın sorusu Taehyung'un gözlerinin şaşkınlıkla açılmasına sebep oldu.
Daha bir kaç gün önce gördüğü bedenin tekrar burda olduğunu hayal etmek bile aklını yemesi için yeterliydi.

  O da masada ki herkes gibi merak etmişti Jungkook'u, Jimin'se bu meraklı bakışlardan haberdar olduğundan bekletmeden cevapladı sorularını.

  "Yorucu bir gün geçirdiği için gelmek istemedi."

  Jungkook ne olursa olsun buluşmalara katılırdı, hatta bu onun en sevdiği şeylerden birisiydi. Hayatının kargaşasından kaçtığını bir kaç saat bile olsa kendisini mutlu hissettiğini söylerdi hep.

  "Bizimle görüşmek istemediği o kadar açık ki." dedi bu sefer de Dawn.

  Mezuniyetten sonra bu grup sürekli buluşup görüşmüştü. Yalnızca aralarında iki kişi eksik.
Birisi zaten burada bile olmayan Taehyung'du birisi ise sürekli buluşmaları bir bahane ile geçiştiren Jungkook. Onu anlamak hepsi için zordu.

  "Hayır size öyle olmadığını söyledim."

  "Ama bize bir açıklama da yapmadın?"

  "Bu benim sizinle konuşabileceğim bir şey değil, Jungkook istemeden olmaz biliyorsunuz."

  "Jımın kusura bakma ama hep aynı bahane" dedi Jong Suk.

  "Bahane değil çünkü, hep aynı şeyi demekten başka yapabileceğim bir şey yok üzgünüm."

  "Ah her neyse uzatmayalım" diyerek konuyu geçiştirmeye çalıştı Joo Hyuk.

  Kim Taehyung ne düşünmesi ne demesi gerektiğini bilmiyordu. Jungkook'u görmüştü ve bu ilk karşılaşma hiç de hayallerinde ki gibi olmamıştı.
Bir çok ihtimal kurmuştu kafasında, ondan ayrı kaldığı o süre zarfında, ama Jungkook'u hastası olarak görmek bu ihtimaller dahilinde değildi.

  Kalbinin üstünde bir ağırlık hissetti bir anda, onun hakkında konuşmak, onu düşünmek iyi gelmemişti o an Taehyung'a.
  Etrafını sarmalayan hüznü dağıtmak istedi, ama bu pek de mümkün olmadı. Yalnız olsa tam şuan hıçkıra hıçkıra ağlayabilirdi.
   Hatta masadan kalkıp eve gitmek istedi. Kendini kötü hissettiği zamanlarda yaptığı gibi yatağına uzanıp ağlamak istedi. Burdan bir anda kalkıp gitmek tepki çekebilirdi, bu yüzden dayandı. Hem arkadaşlarını da uzun zamandır görmemişti.

- Amnezi -  | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin