- İyi Okumalar
• • • • • •
Etrafta uçuşan bir sürü balon var sanki, ve sen onlardan birisine sahip olmak istiyorsun, çünkü içinde bir yerde onların sana ait olduğunu ama kaybettiğini düşünüyorsun.
Ne yaparsan yap sanki o balonlar her defasında senden biraz daha uzağa gidiyor. Elini uzatıp tuttum zannediyorsun ama bir bakmışsın biraz daha havalanmış.Hayatta aslında çoğu şey böyle değil mi?
Sürekli bir şeylerin peşinden koşuyoruz. Bizim olan yada bizim olmasını istediğimiz o hayali balonlara uzanmaya çalışıyoruz. Her gün elimizden uçup gittiğini fark etsek de tekrar tekrar deniyoruz.İşte tam olarak zaten buna hayat koşuşturması deniyor. Herkesin ki farklı, isteklerimiz, önceliklerimiz, beklentilerimiz. Ama bir noktada birleşiyoruz, farklılıklarımız çabalarımızla eşitleniyor ve arzularımız için savaşır hala geliyoruz.
Peki Jungkook açısından durum tam olarak neydi? O içinde ki o kaybolmuş benliğini, aslında kendisinin olan ama bir balon misali uçup giden anılarını yakalamaya çalışıyordu umarsızca. Hem de elini hangi yöne uzatacağını bilmeden yapıyordu bunu. Çünkü o balonlarının bile nerede süzüldüğünü bilmiyordu.
İşte bu yüzden başvurmuştu Dr. Kim'e, ona nereye uzanması gerektiğini gösterecek birisine ihtiyaç duymuştu. Bu seansında ise doğrudan bu konuya giriş yapmayı düşünüyordu.
Dün yürüyüş sonrasında eve gelmiş Jimin'le birlikte kahvaltısını etmiş, sonrasında ise evde bol dinlenmeli güzel bir hafta sonu geçirmişti. Onun için zaten tatilin hafta sonunun olayı dinlenmekti. Belki arkadaşlar ile gezmek vakit geçirmek de güzel olabilirdi ama Jungkook'un sahip olduğu tek bir arkadaşı vardı.
İkili de vakitlerini evde geçirmek istedikten sonra ekstra bir şey yapmaz genelde film izlemeyi yada oyun oynamayı tercih ederlerdi. Dün de tam olarak aynılarını yapmışlardı.Gece olduğunda ne yazık ki Jungkook için gene çok uzun gecelerden birisi olmuş, uyuma konusunda sıkıntı çekmişti. Aklı sürekli yarın Dr. Kim'e neyi nasıl anlatsam, şunu da anlatayım bunu da analtayım deyip durmuş Jungkook'u uykuya geçirmemişti. Aslında tek suçlu Jungkook'un beyniydi ve Jungkook bazen beynini açıp içini araştırma isteğiyle yanıp tutuşuyordu.
Uykuya dalamayacağını anlayınca yatakta oyalanmayı saçma bulup uzun zamandır yapmadığı bir şey yapıp resim çizmişti.
Evlerinde onun için ayrılmış bir çizim odası vardı. İstediği gibi dağıttığı. Boyalarını hunharca etrafa saçtığı ve kimseye hesap vermediği bir oda.
Gece boyu yağlı boyaları ve tuvalleri arasında vakit geçirmiş, işi bittikten sonra ortaya çıkan eserine başta kendisi hayran kalmıştı.Dr. Kim'in kliniğine giderken üstünden geçtiği o ormanlık yolu resmetmişti. Sadece bir kere gördüğü için ve referans alacağı bir şey olmadığı için aklında kalan kadarıyla çizmişti. Ama sonuç inanılmaz olmuştu.
Tabloyu kuruması için bıraktığı sırada zaten sabah olduğunu fark etti.
Bundan sonrası ise artık rutini haline gelmiş iş günüydü.
Ama klasik rutinine ek olarak bu gün tekrar Dr. Kim'i görmeye gidecekti.•
"Hoş geldin Jungkook."
"Hoş buldum Dr. Kim."
"Otur lütfen" demiş elini masasının önünde duran sandalyeye doğrultmuştu.
Jungkook da kafasını onaylar anlamda sallayıp karşısında ki adamın gösterdiği yere oturdu.
"Nasılsın?" diye sordu doğrudan Taehyung, gözleri Jungkook'un üzerinde dinlenirken.
"İyiyim sağolun, siz nasılsınız?"
"Bende iyiyim"
İkili birbirine kısaca gülümsemişti. Günün asıl olayına gelmek için Taehyung, Jungkook'u bekliyordu.
Jungkook ise nereden başayacağını düşünüyordu."Göz altların pek iyi durumda değil gibi. Zor bir gece miydi?"
Duyduğu şeyler Jungkook'u gülümsetmiş kafasını önüne eymesine sebep olmuştu.
Yaptığı bu hareketten dolayı dalgalı saçları önüne gelmiş yüzünün yarısını kapatmıştı.
İşten direk geldiği için üzerinde takımlarından birisi vardı, yüzünün sevimli görüntüsüne tezat olarak kıyafeti resmi duruyordu. Ve bu Jungkook'a çok ayrı bir hava katıyordu.Kim Taehyung karşısında güzelliğinden mest olduğu genç adamı izlerken Jungkook doktorunun sorusunu cevapsız bırakmamak adına konuştu.
"Uyuyamadım, yeni bir şey yok."
"Beni arayabilirdin."
"Teşekkür ederim ama sürekli size yük olmak istemiyorum."
Taehyung'un kaşları çatıldı, sesine yalancı bir kızgınlık ekleyerek konuştu.
"Bunu duymamış gibi yapıyorum, neden uyuyamadığını sorabilir miyim?"Ah sonunda bir yerden giriş yaptık. Diye geçirdi içinden Jungkook.
"Açık konuşmak gerekirse, seansımız hakkında, size anlatacaklarım hakkında düşündüm. Zihnim susmak bilmedi. Bende zorlamanın manası olmadığını düşündüm ve resim çizdim."
İkilinin bakışları birbirinde kenetlenmişti. Birbirlerini pür dikkat dinliyor, biri diğerinin ağzından çıkacak en ufak kelimeye bile önem veriyordu.
"Pekala Jungkook, o zaman bana kafanda dönüp duran ve seni uyutmayan o şeyleri anlatmanı istiyorum. İstediğin yerden başlayabilirsin. Mesela dün en çok zihnini meşgul eden düşüncen neydi?"
Jungkook bir kaç dakika sessiz kaldı, evde, işte gelmeden yapmış olduğu provalarını sanki bir anda unutmuştu ve şuan ne diyeceğini tam kestiremiyordu. Ama bir başlarsa devamının da geleceğine emindi.
"Size en başından her şeyi anlatmak istiyorum, ama öncelikle şunu söylemeliyim ki, buraya gelme amacım, unuttuğum anılarımı geri kazanmak. Bu konuda bana yardımcı olmanızı istiyorum ve bu yüzden hikayemi hatırladığım kadarıyla anlatmak istiyorum."
Tahmin ettiği, bir şekilde hissettiği ama kabul etmek istemediği gerçekleri duymak Kim Taehyung'u afallattı. Kabul etmek istemedi. Bir hafta olmuştu Jungkook'u tekrar bulalı, o bir haftada bu gerçekle bir çok kez yüzleşmeye çalışmış ama her defasında kaçmıştı.
Bir psikolog olarak yaptığının yanlış olduğunu bildiği halde, sevgilisi hakkında ki gerçekten kaçmıştı.
Sevgilisi sahi artık Kim Taehyung için sevgili demek ne kadar doğruydu.
İnandığı bütün değerler, gerçekler bir bir yıkılırken, Jungkook'un anlatacaklarını duymak için hazır mıydı?• • • • • •
Kısa bir bölüm olduğunu biliyorum, en azından bu hikaye için.
Ama zaten okuyan pek kimse olmadığı için kimsenin bunu sorun edeceğini de sanmıyorum 🙃🍀
-810 Kelime-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
- Amnezi - | Taekook
FanfictionEtrafta uçuşan bir sürü balon var sanki, ve sen onlardan birisine sahip olmak istiyorsun, çünkü içinde bir yerde onların sana ait olduğunu ama kaybettiğini düşünüyorsun. Ne yaparsan yap sanki o balonlar her defasında senden biraz daha uzağa gidi...