27

56 6 2
                                    

  -İyi Okumalar-

•  •  •  •  •  •

  "Hadi ama sevgilim, korkmana gerek yok ben yanındayım." Dedi yanı başımda ellerimi tutarken.

  "Hyung gerçekten korkuyorum. Yukarıdayken doğrudan aşağıya bakmak korkutuyor beni."

  "O zaman bana bak."

  Ellerimi tutan elleri hareketlendi beni çekiştirmeye başladı, dönme dolaba doğru. Ben onun söylediği cümlede takılı kalırken ayaklarım peşi sıra onu izliyordu.

  Birlikte dönme dolaba ilerledik. Önce o bindi sonra tutup beni bindirdi. Yanyana oturduk. Eli hala elimin üzerindeydi. Güven vermek ister gibi sıkı sıkı tutuyordu.

  Biz öylece birbirimize bakarken dönme dolap hareketlendi. Onun hareketlenmesi benim irkilmeme sebep oldu. Kalp atışlarım sanki oluru varmış gibi biraz daha hızlandı.
  Dönme dolap tepeye tırmanmaya başladı. Biz yükseldikçe gözlerimi açık tutmak zor olmaya başlıyordu.

  Gözlerimi yumdum, yanı başımda ki bedene yaklaştım. Elleri ellerimden ayrılıp belimde konumlandı. Kafamı omzuna yasladım.

  "Gözlerini aç."

  Kafamı iki yana salladım.

  "Hadi ama bebeğim, tutuyorum seni, bir şey olmasına asla izin vermem. Ben varken asla düşmezsin."

  Güven veren sesi usul usul gözlerimin açılmasını sağladı, yukardaydık hemde baya. Aşağıya bakmaya yada en ufak bir hareket yapmaya dahi korkuyordum. Kollarımla yapıştım yanı başımda ki bedene.
 
  "Beni hiç bırakma olur mu?"

  "Asla."

  Uzanıp dudaklarıma bir öpücük bıraktı, biz en tepeye çıktığımızda. Gözlerim anın etkisiyle tekrar kapandı, onun kolları arasında onun sevgisinde sonsuza kadar öylece kalmak istedim. Yüksek bile umrumda değildi artık.

  Jungkook yüzünde buruk bir gülümsemeyle gözlerini açtı. Gene olmuştu, iki gündür her uyuduğunda gördüğü rüyalardan görmüştü. Her seferinde farklı bir yer farklı bir olay görüyordu. Ama hep aynı iki kişi. Hem aynı duygular. Hep aynı huzur.

  Yataktan doğruldu, iki gündür sürekli olarak yaptığı şeyleri yapmak için banyoya yöneldi. Tuvalet işlerini halledip geri yatağına döndü. İki gündür evden çıkmıyor yemek bile adam akıllı yemiyordu.

  İştahı yoktu, hali yoktu. Hiç bir şey yapası yoktu. Taehyung'la geçirdikleri o geceden sonra, eve dönmüşlerdi. Büyük olan her ne kadar sevdiğini rahatlatmaya çalışsa da Jungkook'un içini kaplayan korku geçmek bilmiyordu.

  Hali tavrı yoktu bu yüzden de iki gündür ne işe gitmiş ne de odasından dışarıya çıkmıştı. Jimin'in getirdiği yemekler olmasa yemek yemeği bile reddederdi.

  Jungkook biliyordu, yaşadığı bu durum depresyon habercisiydi, ama neyse ki şanslıydı. Depresyon tanısı konulabilmesi için bile en az altı ay geçmesi gerekiyordu. O zamana kadar toparlarım diye düşünüyordu hep.

  Yaşamak sıkıcıydı şu son iki gündür. Ama uyumak ve gördüğü rüyalar Jungkook'un tek eğlence kaynağı olmuştu. Neden yada ne gördüğünü bilmiyordu. Sadece Jimin'le son konuştuğundan beri geçmişte ki sevgilisiyle olan anılarını gördüğünü düşünmeye başlamıştı. Ama emin olamıyordu bir türlü.

- Amnezi -  | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin